Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

160 syf.
7/10 puan verdi
Zamanın Hükmü
Zahide Tuba Kor hocanın Ortadoğu derslerinden bana kalan en önemli bilgi şu sanırım; o toprakları anlamak adına ülkede yaşayan insanları da tanımamız yani Arap sosyolojisi hakkında okumalar yapmamız. Mesela Mısır’da bir yıllık Mursi dönemi dışında, bütün idarecilerin subay kökenliği olduğunu bilmeden, ya da Tuba hocanın Minberi Aksa Dergisi’nde verdiği röportajında belirttiği gibi, Suriye ordusunun mezhepçi bir ordu olduğu, bu nedenle asker ocağının bizdeki gibi kutsal olmadığı bilinmeden yaptığımız okumalar hep eksik kalacaktır. Bunu tamamlamanın en önemli yollarından biri de hiç şüphesiz coğrafyanın edebi eserlerini okumak olsa gerek. Mısırlı yazar Necip Mahfuz, felsefe mezunu. Kültür Bakanlığı’nda çalışmış. Sanat, tarih ve kültürle iç içe bir yazar. Küçükken geçirdiği sara hastalığından dolayı kendini Dostoyevski'ye benzetmektedir. Nobel ödülü alan tek Arap-Müslüman yazardır. 1911-2006 yılları arasında yaşadığı dönemde Mısır halkını ve yaşanan siyasi olayları eserlerinde çok güzel canlandırmıştır. Ortadoğu tarihi okurken eksik bıraktığımız Arap sosyolojisi ve Arap halkını tanıtan bir yazar, diyebiliriz. Zamanın Hükmü’nde geleneksel ve Müslüman bir ailenin gençlerinin tarih akıp giderken, savruldukları uçlar, kurtuluşu dinde görenlerle, sosyalizmin eteğine tutunanlar, ekonomik sıkıntılara aranan çözümler anlatılmaya çalışılmış. Necip Mahfuz’un okuduğum ilk eseri olduğu için, yazar adına bir değerlendirme yapmamın doğru olmadığını düşünüyorum. Lakin bu eser üzerinden bir kelam etmem gerekirse, evvelinde Ortadoğu okumaları yapmamış olsaydım, ismen geçen tarihi olaylardan bir şey anlayamazdım. Sadece Mısırlı bir ailenin hayatına, ülkede yaşanan olayların nasıl yansıdığını görmüş olurdum, diyebilirim. Kitapta 1919 Devriminden, Vafd Partisine, Müslüman Kardeşlerden, Cemal Abdünnasır’ın başa gelişine ve daha birçok tarihi dönüm noktasına değinilmiş. Dönemin Sovyet etkisinin Müslüman liderleri ve halkı nasıl etkilediği üzerine düşünmeye değer yanları da var eserin. Bu anlamda yazarın birkaç cümlesiyle alıntı yapmak yerinde olacaktır: “Din, din, din diye bağırıyordu her yerde; İsrail Tevrat sayesinde kazanmış, o zaman biz de savaşımızı Kuran'la verecektik. Marksizm, Marksizm, Marksizm bir sonraki slogandı; gerçekten yozlaşmış bir toplumu peri masallarından kurtarıp modern, bilimsel temellere dayanan bir toplum kurmanın tek yolu buydu. Sonra bilim, bilim, bilim geliyordu; İsrail'in zaferi teknolojiye dayanıyordu, gelecek umutlarımız bilim ve teknolojiye dayandırmalıydık. Demokrasi, demokrasi, demokrasi; başımıza gelen her şeyin sorumlusu zorbalıktı. Nasırizm, Nasırizm, Nasırizm; tek yapmamız gereken, ülkemize sadık kalabilmek için Nasır'ın ilkelerine sadık kalmaktı. Dedikten sonra yazar, hele ki bu günlerde bizim için çok daha anlamlı olan şu cümleyi kuracaktı: “Mısır'daki Müslümanlarla mücadele etmek için harcadığınız enerjinin onda birini İsrail'le mücadele etmek için harcasaydınız, kazanırdınız!” Son olarak eserde geçen tarihi dönüm noktaları yine kitapta geçtiği şekliyle şöyle özetlenebilir: “Partilerin kurulduğu demokrasi denemeleri, İkinci Dünya Savaşı'nın ve sonuçlarının etkileri, Temmuz 1952 Devrimi, Cemal Abdül Nasır'ın ortaya çıkışı ve zaferleri, Haziran 1967 fiyaskosu, Sedat'ın başkanlığının ilk yılları ve infitah'ın (ekonomik açılım) etkisi, Körfez ülkelerinden iş ya da eğlence (ya da her ikisi birden) için gelenler ve Camp David Mutabakatı romanda yerini almaktadır.” balkandays.blogspot.com/2023/11/necip-m...
Zamanın Hükmü
Zamanın HükmüNecib Mahfuz · Kırmızı Kedi · 2019213 okunma
·
31 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.