Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

65 syf.
3/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Arthur bey diyor ki; siz istediğiniz tanılarla kendinizi kandırın. Düşündüğünüz hiç bir şey aslında yok. Kendinizi kandırmaya ne kadar meraklısınız. Her şeye bir kılıf buluyorsunuz. yiyin, seçin, ... , üreyin yeter. Zaten dünyaya gelme amacın bu değil mi? İnsan bir hayvan/ canlı türüdür. Yemek, cinsel birleşme, hayatta kalma mücadelesi dışında bir şey düşünmez ve yapmaz. İşte hayvan belgesellerinden izlemişsinizdir. En güçlü eş seçilir, neslinin devam ettireceğine inandığı eşi bulur, birleşir, doğurur vs. Gerisi kurgudur. Peki bu koşullara uymayanlar ne olur. Bölüm sonunda kaybolmuyorlar tabi ki. Sn Arthur kendi düşüncesi ile çeliştiği yerlerde ''Kişi kendinde olmayana doğru çekilir diyerek çirkin, hasta, kısa, kilolu (insan ruhunu incitecek ne kadar olumsuz özellik varsa) olanla birlikte olur diyor. İnsanın yaradılışı ile ilgili kısmi olarak tabi ki doğru yerler var. Ama felsefe de bilim de bu şekilde değil. Çok yormayayım okumak isteyen değerli okurları. Ben felsefi, sosyolojik, psikolojik ve bilim açısından çok sığ ve kompleksli buldum. Okumak isteyenlere iyi okumalar diliyorum. Mutlaka farklı bir deneyim olacaktır. (Aşağıda ki kısım satır arasıdır. Kitap içeriği hakkında içimi döktüm biraz :) Okumak zorunda hissetmeyin...) Daha önce Arthur Schopenhauer okuduysanız klasik ego yansıması olduğunu fark edeceksiniz. Nietzsche'nin de benzer bir versiyonla yaşam ve düşünceler üzerine yorumlamaları vardır. Ancak Nietzsche şahsileştirmeden uzaklaştırmaya çalışarak çoğu zaman da bazı düşüncelerini objektif bir yaklaşım sergilemek adına törpüleyerek aktarır. Ama maalesef Schopenhauer' da bunu göremiyoruz. Realite ve bilimsel açıklamalar çatısı altında tanımladığı bir çok şeyde (geçmişinde) yaralanmanın bencil ve iğneleyici yansımalarını bilime yedirdiğini satır aralarında fark etmek için çok çaba sarf etmeye gerek yok. Ama maalesef felsefe böyle bir şey. Kesin yargı olmaz-yorumlar, yoruma da açık bırakır. İspat ve tez çürütme ilkesi ile ilerleyemezsiniz. Madem bilimsel ilkeler ışığında bir kitap yazmış tartışabiliriz. İnsan ömrü elimizde bulunan materyalist durumu anlamlandırma ile geçer. Ancak böyle yaşadığımızı algılarız. Bir kuzu herkes için sadece bir kuzu, bir çiçek herkes için sadece bir çiçek, mavi renk herkes için sadece mavi değildir. Zira insan da öyle. Biz insanları, onlara yüklediğimiz anlamlarla yaşarız ve algılarız. Ali; ilkel dürtülere sahip, insanın erkek türü, bir fizyolojisi olan, zeki bir işadamı olabilir. Ancak; annesi , kardeşi, sevgilisi, patronu ve dostunu dinlediğinizde çok farklı ifadelerle karışılacak bambaşka insanlar dinleyeceksiniz. Evet insan doğada bir canlı türü, evet hayatta kalmak için ilkel dürtüleri ile hareket eder, güdüleri vardır, doğal seleksiyonları tanımlayamasa da amigdalası dolayısı ile bir algoritma dahilinde yönlendirilir. Ama bu ilkel dürtülerin üzerinde bizi anlamlandıran, insan yapan, zekamızı ve duygumuzu diğerlerinden farklı kılan her şeyi sıyırarak basitleştirmeyiz.
Cinsel Aşkın Metafiziği
Cinsel Aşkın MetafiziğiArthur Schopenhauer · Oda Yayınları · 201013,4bin okunma
·
50 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.