Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

104 syf.
·
Puan vermedi
Sevgi Neredeyse Tanrı Oradadır kitabının ilk bölümünde yaşlı bir ayakkabıcının kutsal bir misafiri ağırlama hayali anlatılıyor; ağırlayıp ağırlayamadığını kitaba havale edelim. ''Böyle şeyler söylemeye hakkın yok, Martin. Tanrının hikmetinden sual olunmaz. Bizim aklımızın değil, Tanrının dediği olur. Ümitsizliğe gelince; bu, senin sırf kendi mutluluğun için yaşamak istemenden ileri geliyor.'' Sevgi Neredeyse Tanrı Oradadır, Tolstoy Hayata bakış açısını ele alıyor; ''Sana O hayat veriyor ve sen de O’nun için yaşamalısın. Tanrı için yaşamayı öğrendiğinde artık üzüntülerin son bulacak ve her şey sana kolay gelecek.'' İyi Yaşlı adam cevap verdi: İnsanın nasıl Tanrı için yaşayacağını peygamberler bize gösterdi. Okuman var mı? O halde kutsal kitabı satın al ve oku. Tanrının seni nasıl yaşattığını göreceksin. Her şey var orada.İyiyi nereden öğreneceğimizden de bahsedilmiş. Ne de olsa insan cahildir, zalimdir! Ve her iyi bilenden daha iyi bilen biri vardır! Ama gerçekten Tolstoy bu hikayede dinin pratik alandaki karşılığını nahif bir şekilde resmediyor. Bir yanağınıza vuran kişiye öbür yanağınızı da dönün; sizden cübbenizi alandan paltonuzu da esirgemeyin (…) ve size nasıl davranılmasını istiyorsanız insanlara öyle davranın. Sevgi Neredeyse Tanrı Oradadır, Tolstoy İkinci hikayesinde yazar, kötü bir alışkanlığa müptela iyi bir işçinin irade ve alışkanlık arasındaki mücadelesini anlatıyor ve bu da insanın ilgisini çekiyor. Diğer başka kusurlarının yanı sıra Polikey ayrıca içti mi tam içerdi. Yakalanmayacağı bir fırsat doğduğunda başkalarının eşyalarını aşırmak gibi bir huyu da vardı. Bu daracık yerde bu kadar çok kisinin nasıl bir arada yaşayabildiklerini anlamak zordu. Sevgi Neredeyse Tanrı Oradadır, Tolstoy Kahramanımızın eşinin profilini nasıl da kısaca çıkarıyor usta yazar Polikey`in karısı Akulina, çamaşırları yıkıyor, yün eğirip dokuyor, masa örtüleri ve çarşafları beyazlatıyor, yemek pişiriyor, ayrıca da komşularıyla dedikodu ve kavga yapmaya da fırsat buluyordu. Sanki bir ceset gibi, korkunç bir çığlık atarak arka üstü düştü. Aşağıda toplananlardan biri onu kollarıyla tutmasaydı mutlak bir ölümle yüz yüze gelecekti. Üçüncü hikaye Üç Ölüm; bir yolculuktaki 3 canlıya kaçınılmaz ölümün gelip çatmasını, dördüncü hikaye olan Asuri Hükümdarı Asarhadon’da da zalim bir kralın nasıl davranılmak istiyorsan öyle davran kaidesini yaşamasını anlatıyor. ‘Lailie’yi mi idam ettirmek istiyorsunuz?’ diye sordu yaşlı adam. ‘Evet’ dedi Kral. ‘Ama nasıl yapacağıma bir türlü karar veremiyorum.’ ‘Ama Lailie sizsiniz’ dedi yaşlı adam. Ilyas adlı beşinci hikaye ise Şanlıurfa’da geçiyor. Evet yanlış duymadınız, Tolstoy’un hikayesi Urfa da geçiyor. Bir zamanlar Urfa şehrinde Ilyas adında bir Başkır yaşardı. Hatta hikaye de Kur’an-ı Kerim’e atıf da var: Ve molla şöyle dedi; ‘Bunlar bilgece sözler. Ilyas tam da hakikati söyledi. Onun dediklerinin aynısı Kur’an-ı Kerim’de de var.’ Eskiden insanlar Tanrı’nın kanunlarına göre yaşıyorlardı. Kendilerinin olanla yetiniyor, başkalarının ürettiklerine göz dikmiyorlardı. Sonuç olarak Tolstoy bu kitabında inanç ve toplumsal-kişisel hayatın sıkı sıkıya bağlı olduğunu hikayelerle arz ediyor. Hareketin de olduğu hikayeler insanı sıkmazken kitabın kısalığı da geride bir çay içme tadı bırakıyor.
Sevginin Olduğu Yerde Allah Vardır
Sevginin Olduğu Yerde Allah VardırLev Tolstoy · Nar Yayınları · 20074,166 okunma
·
150 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.