Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

155 syf.
·
Puan vermedi
Küçükken fragmanını gördüğüm ve çok merak ettiğim ama yaşımın yetmediği bir filmdi. Adını görür görmez aldım ve açıkçası beklediğim senaryo bu değildi. Ben daha çok aşk zannederken karşımda kocaman bir hüzün ve derin bir tarih yatıyordu. Ünlü siyasetçi ve yazar Yılmaz Karakoyunlu tarafından kaleme alınan bu roman varlık vergisi dönemini o kadar ince ayrıntısına kadar vermiş ki resmen o dönemi yaşamış gibi oldum okurken. Fakat bir konuyu bilmekle anlatabilme yeteneği paralel olmadığı için konular arasındaki geçiş şekli ciddi şekilde kafa karıştırıcı. aynı sayfa içerisinde o kadar çok farklı sahne vardı ki olay bütünlüğünden kopmamak zor oldu. Süreci kolaylaştırmak için bahsettiğim filmin oyuncu kadrosuna göz atıp filmi sanki bir sinema sahnesi gibi gözde canlandırarak okuyunca hem netlik kazanıyor hem de süreç daha kolay ilerliyor. Anadolu'dan gelen belli bir eğitim ve kültür seviyesindeki insanların , nasıl zamanla yalılarda yaşadığını, varlığın ve paranın nasıl el değiştirdiğini görmek çok acıklı. Paranın da varlığın da belli bir kültür ve deneyim seviyesinde olduğu bir ülkede sırf gayrimüslim oldukları için varlıklarına oranla vergiye mahkum edilmiş insanların, ellerindeki varlıkları yok pahasına nakiti olanlara devretmesi hangi siyasete hangi ekonomi görüşüne mantıklı geldi inanın anlamak çok zor. Köydeki evini arsasını satan insanların, hamallık ve pazarcılık yapanların bu ederinin altındaki yerlere çöküşü ve içlerindeki ezilmişlik duygusunu şatafatla kapatmaya çalışması aslında bugünkü ülkemizin zeminini hazırlayan bir durum. Vergisini ödemeyen insanları kampa alıp çalıştırmak ve bunu bir siyasetçinin kaleminden duymak o kadar kötü ki. Yıllardır halk arasında esprisi yapılan ' kıroyum ama para bende' olayını besleyen durumdur bu varlık vergisi olayı. Hani hep deriz ya bu adam bu mala mülke nasıl kavuştu, bu serveti nasıl edindi diye. Köydeki yerini satıp zenginin malına mülküne konarak yaptı bunu. İlk anda bakılınca gayrimüslimi ezen müslüman bakış açısı olabilir ama değil. Köy hayatına alışmış nitelikli köylünün şehire gelmesi ve geride toprağı işleyecek insanın kalmaması, şehirleşmenin zemini olmayan eğitim ve kültürsüzlükle büyümesi ve üretimin azalarak , dışa bağlılığın artarak ilerlemesi bir ülkenin yavaş yavaş çöküşü demektir. O günden bu güne köylünün şehirli olması sonucu ve varlık vergisi gibi mantıksız vergiler koyan hükümetlerin mantıksızlıklarına devam ederek bizi bugünkü konuma sokması sonucu, bizler de varlıklarımızı hem de telafi edilemeyecek kadar kıymetli varlıklarımızı yabancılara/ gayrimüslimlere satıyoruz. Dilerim varlık vergisi döneminin intikamını ağır olmaz.
Salkım Hanım'ın Taneleri
Salkım Hanım'ın TaneleriYılmaz Karakoyunlu · Doğan Kitap · 2018793 okunma
·
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.