Sadece öğretmenlere değil, öğretmen adaylarına, anne babalara, okuma-yazma cesareti gösterenlere ve eğitime gönül vermiş herkese bu kitabı kesinlikle tavsiye ediyorum
Paulo Freire, Brezilyalı pedagog, eğitimci, sosyal kuramcı ve felsefeci. Eğitim alanında 20.yy'ın en etkili düşünürlerinden biri. Geliştirdiği eğitim sistemi modeli ve yöntemleri şuan tüm dünyada, kimi değişikliklerle hâlâ yaygın bir şekilde kullanılmaya devam etmektedir.
Kitapta Paulo Freire tarafından yazılmış eğitimle ilgili farklı konular değinen toplam 10 mektup var. Yazar, bizlere bu mektuplar aracılığıyla geliştirdiği eğitim sistemini anlatıyor. Merak edenler için gönderiyi kaydırıp bakabilirsiniz, konu başlıklarını paylaştım.
Kitabı okurken çok fazla altını çizdiğim yer oldu, kesinlikle benim için başucu kitabı niteliğinde. Meslek hayatım boyunca sık sık açıp okuyarak faydalanabilecegim bir eser. Bununla beraber şunu da söylemeliyim ki biraz ağır bir kitap. Dili her ne kadar anlaşılır, sade ve çeviri iyi de olsa bahsettiği konular gereği makale tadında bir anlatımı var. Eğer akademik yazılar okumaya aşina değilseniz sıkılabilirsiniz. Fakat biraz dirayet göstererek anlamaya çalışarak okursanız emin olun size çok şey katacağına inandığım bir kitap
İşte burda yine Franz Kafka'nın o çok sevdiğim sözünü söylemeden geçemeyeceğim:
"Eğer 
Paulo Freire okuduğumuz bir kitap, kafamıza vururcasına bizi sarsmayacaksa neden okuyalım? "
Kitaptan birkaç alıntıyı aşağıya bırakıyorum.
Herkese iyi okumalar, kitapla ve seyahatle kalın
.
.
"Zorlu ve keyifli çalışma görevini tamamlamanın önündeki, sözünü ettiğim disiplin eksikliğinden kaynaklanan bir başka engel de, her zaman bizi bekleyen, okumanın tam ortasında Önümüzdeki matbu sayfayı bırakıp hayallere dalma eğilimidir. Kitap fiziken önümüzde olsa da aniden onu sadece mekanik bir şekilde okumaya başlarız. Beden oradadır ama zihin uzak bir tropik adaya yol almıştır. Bu şekilde çalışmak gerçekten imkansızdır."
"Çalışmak, insanın acı, keyif, zafer, yenilgi, kuşku ve mutluluk duygularını tattığı talepkâr bir uğraştırma."
" Okuryazar kültürlerde, okuma ve yazma olmaksızın incelemek, bilmeye çalışmak, nesnelerin öznelliklerini öğrenmek, bir nesnenin varoluş sebebini eleştirel bir şekilde idrak etmek imkansızdır."
"Bir okur, okuduğu ya da çalıştığı şeyi, mucizevi bir şekilde, birdenbire kavrayamaz. Kavrayış okuyan ve çalışanlarca işlenmeyi, biçimlendirilmeyi gerektirir; kavrama eyleminin özneleri olarak bu kişilerin görevlerini yerine getirmek için uygun araçları kullanma arayışı içinde olmaları gerekir. Tam da bu nedenle okumak ve çalışmak zorlu bir görevidir, sabır ve azim gerektirir; çok Acelesi olan ya da mütevazılıktan uzak, kendi zayıflıklarını, daha sonra çalışılması imkansız olmakla suçlayacakları yazarlara aktaran insanlara göre bir iş değildir. "
·
64 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.