Gönderi

192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Edebi bir şahaser ve görsel bir şölen
Bir mekanın baş karakter olduğu bu manganın en sevdiğim yanı insanî olması. Türlü insan, bir çok pişmanlık çeşidi ile bu mekana misafir oluyor. Pişmanlıklarının fark edişleri,o kısa şok ânı bana Ahmat Muhip Dıranas'ın Olvido şiirini hatırlattı. Okuma boyunca çeşitli alıntılar yapmak istedim. İki mühim söz benden evvel Türkçe internete bağışlanmıştı. Bundan ötürü yönümü daha basit cümlelere döndüm. "Çocuklardan nefret ediyorum" mesela. Fakat bağlamından kopartılmış bu cümle varlık amacını unutmuş bir şeye dönecekti hikâye bilinmeyecek olursa. Ya da "Bu zamane çocukları yok mu... Babalarını işte böyle görmezden geliyorlar. Hayat acımasız". Kendi hikâyelerinin yükünü kaldıran, âdeta birer atom parçacığına ya da DNA'yı ihtiva eden bir damlacık kana kıyas edilebilecek bu küçürek hikâyeye yabancı kısacık cümleler maalesef sanatın bir cilvesi olsa gerek tek başına uçsuz bucaksız çırılçıplak bir bozkırdan hâllice. Buna üzüldüm. Manganın -en azından- bu cildinin bana kalsa baş karakteri bir mekan. Fakat o mekana eşlik eden üç kişi daha var: Hancı kız çocuğu, evvelden haminne zannettiğim ama sonraki ciltte beyamca olduğunu şaşkınlıkla öğrendiğim Bantoo ve eşyasını kaybetmiş fukarayı hana ulaştıran rehber Matsuura. Esasen hancı kız çocuğunun neden orada olduğu sorusu kitabın sonuna doğru aklımda ışıdı. Buna sebep, hikâyelerin kendi içinde çok büyük olması ve dokunaklı yapısıyla merhametime seslenmesi, idrak için başka hikâyelere ihtiyaç hissettirmemesi. Bu yönüyle şayet okuduysanız Murathan Mungan'ın Kadından Kentler kitabının yapısını hatırlarsanız konu sizin zaviyenizden daha billurlaşmış olacaktır. Ancak yazarçizer Hozumi son birkaç sayfada bombanın fitilini ateşleyip okurun kucağına bırakıyor ve ben bundan hakikaten çok hoşlandım. Şükürler olsun serinin hepsini satın almıştım. Bu yüzden soruların cevabını bulmak merakımın yaratacağı teşnelikle paralel olacak. Çizimler mi? HARİKULADE! Sıcak, samimi, ve işlevsel. Her şey yerli yerinde. Bana kalırsa bu eser edebiyatın güzel bir emsali. Sadece çizgi roman sanatıyla sınırlandırmak ona ve yalın ancak derin anlatısına büyük bir haksızlık olur. Onu -en azından ilk cildini- benzer dramları anlatan roman, hikâye ve manzumelerle birlikte düşünmek icap eder ve ben bunda gerçekten ciddiyim. Bu, sadelikle üslenmiş edebî güzelliği, Türkçeye kazandırdığı için de güzeller güzeli Marmara Çizgi'yi şakaklarından öpüp şükranla kucaklıyorum. İyi okumalar...
Kayıp Eşyalar Hanı 1. Cilt
Kayıp Eşyalar Hanı 1. CiltHozumi · Marmara Çizgi Yayın Dağıtım · 091 okunma
·
148 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.