80 syf.
8/10 puan verdi
Biyoçeşitlilik - Carlo Petrini -Stefano Mancuso
Stefano Mancuso İtalyan bir botanikçidir. Mancuso, üniversite eğitimi sırasında bitki araştırmalarına ilgi duymuştur. 2001'den beri Floransa Üniversitesi'nde profesördür ve 2005'te fizyoloji, davranış, moleküler biyoloji, zeka ve bitki biliminin diğer alanlarını incelemek üzere tasarlanmış Uluslararası Bitki Nörobiyolojisi Laboratuvarı kurmuştur. 
Carlo Petrini gıda ve tarım alanında bilgilendirme yapmaya başlayan bir aktivisttir. 1986’da, Roma’da bulunan Piazza di Spagna’da bir McDonalds’ın açılışına tepki olarak Slow Food’u kurdu. Hızlı, ayaküstü yemek alışkanlığına (fast food) karşı alternatif olarak geleneksel ve yerel yemek ve yeme biçimlerini, yerel ekosistemlerin özelliklerini korumayı teşvik eden hareket, Yavaş Hareketi'nin bir parçasıdır.
Slow Food International, süreli yayınlar, kitaplar ve dünyanın çeşitli yerlerinde birçok dilde okunan kılavuzlar çıkarmakla yükümlüdür. 
Biyoçeşitlilik kitabı da bu konuda çıkarılan kılavuz niteliğinde insanları bilgilendiren, söyleşi tarzında ilerleyen kısa bir kitaptır. Eğitici, bilgilendirici ve tüm dünyayı ilgilendiren bu gibi konularda sayfalarca kitap yerine manifesto tarzında kısa kitapları daha verimli buluyorum. #227709555
Carlo Petrini aynı zamanda 
Terra Madre girişimini de başlatmıştır. Kitabını daha sonra okuyacağım ama bu kitapta da bu girişime de kısa bir şekilde değiniyor. 2004 yılında Carlo Petrini tarafından kurulmuş uluslararası bir ağ. Terra Madre, gıda üretiminin aktif üyelerini ve dağıtım zincirlerini birleştirerek sürdürülebilir tarım, balıkçılık ve gıda üretimini yaymayı amaçlayan bir girişim. #227708643 alıntıda dediği gibi çiftçiler, yani bitkiyle bağ kurarak tarımı öğrenen kişiler yerine, dünya nüfusuna yetecek ve kapitalizmin hızına ayak uyduracak moleküler biyolog "gıda" üretiminde yer alıyor.
Biyoçeşitlilik de tek bir gıdanın, hayvanın yok olması tüm dünyayı nasıl etkileceğine de değiniyor. Aynı bitkinin mesela domatesin dünyada 9000den fazla türü olduğu düşünülüyor, ama tek tipleşme ve hızlı üretim için sadece 1 türe odaklanmış durumda. Kıpkırmızı yuvarlak pürüzsüz domatesler, kendi bahçemizde ürettiğimizde kendine has farklı şekillerde olduğunu görüyoruz. "Domatesin Zaferi" belgeseline biz göz atabilirsiniz. Onun dışında izlediğim "Seeds" (Tohum) belgeseli de biyoçeşitlik konusunda eğitici ve bilgilendirici bir belgeseldir.
#227708390 alıntısında olduğu gibi bu dünya kaynaklarının sonu var bunu unutmadan diğer canlılarla simbiyotik bir yaşamı korumalıyız.
Yaşamımızın ritmi, hakkında biyolojik saatimizi günümüz dünyasında ne kadar zorlanıldığı, vücudu strese sokarak sadece hastalıklara yol açtığını her yerde duyabiliriz. #227709319 . Yavaşladığımızda, kendimizi dinlediğimizde; diğer canlılarla beraber dünyadaki tüm varlıklarla iletişime geçebileceğiz.
Ormanlar hakkında dinlediğim bir podcastte, ormanlardaki ağaçlar birbiri ile iletişim halindedir, yeni büyüyen fidanları engelleyip yavaş büyümesini dikkat edip ve bu şekilde sağlıklı bir ağaç olmasını sağlıyorlar. Ormanlarda ağaçlar birbiri ile iletişim halinde bulunuyorlarmış, ama insan dikimi ile oluşturulan ormanlarda bu iletişimi görülemiyormuş. O yüzden ağaçları keseriz yerine on kat fazlasını dikeriz demek yerine; hali hazırda bulunan ormanları korumamız gerekiyor.
Hepimiz bu dünyayı korumak adına çalışmalıyız. 
Hubert Reeves sözüyle bitirelim.
“Doğayla savaş halindeyiz. Eğer kazanırsak, kaybedeceğiz!”
·
3 artı 1'leme
·1.106 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.