Merhabalar, bugün sizlere 2023 yılında okuduğum son kitap olan Jane Austen'in Northanger Manastırı adlı eserinin yorumuyla geldim. Eser, Jane Austen’ın ilk romanlarından olmasına rağmen onun ölümünün ardından yayınlanmış. Oysa ki yazarımız bu kitap için hayattayken bir yayıneviyle anlaşmış. Ancak yayınevi sebepsizce uzunca yıllar bekletmiş kendisini. Austen’ın ölümünün ardından da kardeşi Henry sayesinde yayınlanabilmiş. Eser yer yer gotik edebiyatla dalga geçmektedir. Burada Austen’ın amacı, gotik romanlarının ögelerini kullanarak toplumsal ilişkileri ve insan psikolojisini yansıtmaktır. Kitap, saf ve masum olan Catherine Morland'ın hikayesine odaklanır. Catherine, Gotik romanlardan etkilenmiş bir genç kız olarak karşımıza çıkar. Ancak Bath'a gitmesiyle birlikte gerçek hayatla kurgu arasındaki farkları anlamaya başlar. Sayfaları çevirdikçe Catherine'in Bath'taki statü ve entrikalarla dolu dünyada tecrübe kazanmasına şahit oluruz. Bu sayede de yalanların toplumsal yapının temelini nasıl oluşturduğunu görürüz. Kitap ile ilgili genel notlarıma gelirsek aşırı beğendiğim bir eser olmadığını belirtmek isterim. Jane Austen, kalemini sevdiğim bir yazar olmasına rağmen bu eseriyle maalesef beklentimin altında kaldı. Olaylar çok ağır işlemekle birlikte duyguyu bir türlü geçiremedi. Bu sebeple karakterlerle yakınlık kurmakta çok zorlandım. Yakınlık kuramadıkça da kitabı bir türlü elime alasım gelmedi. Belki de yanlış zamanda okudum bilemiyorum. Ergenlik yıllarımda okusaydım beğenebilirdim. Ancak yaş aldıkça bir kadın olarak, bu eski ve köhnemiş düzende kendini bir “obje” gibi sunan kadınları görünce içimi kasvetten başka bir şey kaplamıyor artık. Bunu aşk romanı adı altında da göremiyorum dönemden bağımsız olarak.

Northanger ManastırıJane Austen · İthaki Yayınları · 20203,215 okunma

·

19 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sema