Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Gerçekten üzücü.
Ama üzülerek söylemeliyim ki İstanbul veya Marmara Bölgesi deprem tehlikesiyle karşı karşıya kaldığında ne kent yöneticilerinin ne de dönemin hükümetlerinin bu konuda ciddi bir talepleri oldu. Böyle bir analize hiç ihtiyaç duymadılar. Duymuş olsalardı Marmara Denizi'ndeki deprem araştırmaları devlet eliyle yürütülürdü. Daha önce de belirttiğim gibi, bu çalışmaları TÜBİTAK, MTA ve Deniz Kuvvetleri'nin yardımlarıyla ben ve arkadaşlarım (ağırlıklı olarak M. N. Çağatay ve A.M. Celal Şengör) İTÜ'de Avrupa Birliği projelerine girmek suretiyle uluslararası ekip, ekipman ve kaynaklarla yürüttük. Devletin yapması gereken bütün bu işleri ülkemizin parasını harcamadan başardık. Bugün Marmara Denizi'ndeki fay sistemi hakla.nda bilinen verilerin çok büyük bir yüzdesini biz ürettik. Bin bir zorluk ve özveriyle biz bu çalışmaları yaparken depreme karşı önlem alması gereken mercilerin hiçbiri bizimle ilgilenmedi; ne ihtiyaçlarımızı sordular ne de bizden bir şey talep ettiler. Hatta isimlerini vermek istemediğim bazı bakanlar dile getirmiş olduğumuz bazı önerileri uygulayacaklarına dair söz de verdiler ama nedense bu sözlerini de tutmadılar. Bu vefasız tutum sadece yerel yönetim veya hükümetlerden gelmedi, aynı şeyi kendi üniversitemiz de yaptı. Hiçbir zaman bizlere sahip çıkmadı, kimi zaman bize karşı yapılan haksız saldırılara karşı kurumsal olarak bizi korumadı. Şimdi belki de her şeye rağmen yüz binlerce insanımızın can güvenliğiyle ilgili bir tehlike analizini yapan bilim insanlarına karşı gösterilen bu ilgisizliğin ve duyarsızlığın nedenini merak ediyorsunuz. Hemen cevaplayayım: Ya ötekileştirme ya da kıskançlık. Yöneticiler, bizi kendilerinden görmedikleri için dışladılar. Çalıştığımız üniversitelerdeki yöneticilerimiz de kıskançlıktan yaptıklarımızı görmezden geldiler. Benzer kıskançlık deprem konusunda çalışan başka üniversiteler tarafından da gösterildi. Beklenen İstanbul depremi için Marmara Denizi'nin tabanında bir denizaltı gözlem istasyonu kunnak istedik. Bunun için ilgili hükümet organlanna başvurduk. Daha sonra yetkili ağızlardan bu projemizin, adım vermek istemediğim bir üniversitemiz tarafından kapalı kapılar ardında engellendiğini öğrendik. Özetlemek gerekirse; biz İTÜ'de 1999-2015 yıllan arasında yapmış olduğumuz uluslararası projelerle harikalar yarattık. 1999 depremleri öncesi hakkında hemen hemen hiçbir şey bilinmeyen ve yerbilimleri açısından tamamen karanlık olan Marmara Denizi'ni dünyanın en iyi bilinen iç denizi haline getirdik. Beklenen deprem tehlikesi için gereken her şeyi yöneticilerimize sunduk ve sunmaya da devam ediyoruz. Tek beklentimiz olası deprem hakkında verdiğimiz bu bilgilere istinaden İstanbul'u korumak için gereken adımlan atmalan.
Sayfa 63 - Doğan Egmont YayınalıkKitabı okudu
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.