Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

408 syf.
·
Puan vermedi
Auschwitz Kütüphanecisi Yıl 1940'lar..Tam bu zamanlarda evde yemeklerini yerken Nazi subayları, Dita ve ailesini yaka paça toplama kampına götürür. 9 yaşında Dita yaşadıkları karşısında şaşkındır. Yaşadıklarını bir bir okuyucuyla paylaşır. "Toplama odalarında Zyklon gazı kullanıyorlardı çünkü hem ucuzdu hem de sadece bir bidonla yüzlerce kişi öldürülebiliyordu. Bir endüstriye dönüşmüştü ölüm, ne kadar çok kişiyi içine alırsa o kadar kârlı sayılırdı." (syf, 11) "Bu Auschwitz denen yer; ceset yakılan fırınların gece gündüz çalıştığı, yaşam yok etme fabrikasıydı. Cesetler her gün burada yakılırdı." "Gün uzundu: Şafak sökmeden kalkar, uzun süre ayakta yoklama yapılmasını bekler, sonra da tüm gün atölyelerde çalışmaya zorlanırlardı. Babası, tüfekleri omuzda taşımak için kullanılan kemer imalathanesinde çalışıyordu ve bu yüzden genelde elleri kapkara olur, kullandıklan zehirli reçineler ve yapıştırıcılar sebebiyle su toplardı. Annesi bere konfeksiyon atölyesindeydi ve orada işi nispeten daha katlanılır gibiydi. Azıcık gıdayla uzun saatler geçirseler de en azından kapalı alanda oturarak çalışıyorlardı. Daha kötü durumda olanlar da vardı: el arabasıyla cesetleri toplayanlar, tuvalet çukurlannı temizleyenler, lağım çukuru kazanlar ya da tüm gün oradan oraya malzeme taşıyan işçi grupları ... " (syf45) ~~~~ Toplama kampında 14 yaşına gelen Dita'dan, bir gün 31. Blok sorumlusu spor eğitmeni Fredy Hirsch, Auschwitz Kütüphanecisi olmasını ister. Kitapları çok seven Dita,  Nazi subaylarından gizli kurulan okulun kütüphanecisi olma teklifini, bir an bile tereddüt etmeden, canı pahasına kabul eder. Ama her daim dikkatli olmak zorundadır, işi zordur. Çünkü kitaplarla Nazi subaylarına yakalanırsa öldürüleceğini biliyordur. "Affedersiniz, Bay Hirsch ama ben on dört yaşındayım. Her gün kahvaltımızın piştiği kazanın yanından ölüleri taşıyan arabaların geçtiğini gördükten ve her gün onlarca insanın kampın ucundaki gaz odalarına sokulduğunu izledikten sonra gerçekten korkacağımı mı düşünüyorsunuz? " (syf, 41) Yeni doğmuş bebeği tutar gibi özenle, tek tek ellerine aldığı kitaplarla Dita, koğuşunun yolunu tutar. Kütüphaneye gözü gibi bakar. " Cesur insanlar kendi korkulanndan beslenirler. Hayır, kütüphaneyi bırakmayacaktı." (syf, 59) "Şiddete, kötülüğe ve en önemlisi korkuya boyun eğmeyen, korkunç savaş ortamında tek silahı kitaplar, olan insanların cesaretine, gücüne ve hiç kaybetmedikleri umuda dair bir direniş öyküsü." (syf, 244) Tecavüzler, laham çukurları pis kokular, cesetler, ağır şartlarda aç susuz  zorla çalıştırmalar, taşınılan cesetler, Kasap Doktor Mengene çabası.. Okurken "Allah düşmanımı bile böyle bir yere düşürmesin, "diyorsunuz. ### Rivayet odur ki bir gün Mustafa Kemal Paşa'ya, Yahudi bilim adamı Albert Einstein'dan bir mektup gelir. Mektubun içeriğinde Einstein, Almanların Yahudilere yaptığı soykırımı dillendirmeden,  çalışmalarını ülkemizde sürdürebilmek için izin talep ediyordur. * Biraz araştırdım. Atatürk, Einstein'a ülkemize gelip çalışmalarına devam etmesi hususunda izin vermiş. Bunu Einstein'ın bir röportajında "Dünyanın en büyük liderine sahipsiniz.  Üniversite reformu sırasında beni de ülkenize davet etmişti" demesinden anlıyoruz. Şimdi bu hadiseyi neden anlattım? Yahudiler için anladım ki kitaplar çok kıymetli. Kitaptaki kütüphaneci Dita.. Kitaplar için resmen canını ortaya koyuyordu. "Canımı al, kitaplarımı alma benden," diye.. Keşke gönül isterdi tüm dünya, günümüzde Yahudilerin, İsrail'e soykırım yapmasını değil de Yahudiler'den kitap sevgisini öğrenseydi. Bir de Auschwitz Kütüphanecisi'nde aklıma takılan şöyle bir alıntı vardı: "Kalplerimiz daha güçlü olduğu için biz onlardan daha güç­lüyüz. Kalplerimiz daha güçlü olduğu için onlardan daha iyiyiz. Bu yüzden bizi alt edemeyecekler. Bu yüzden Filistin topraklarına geri döneceğiz ve şaha kalkacağız. Ve bir daha kimse bizi küçük düşüremeyecek. Çünkü gururumuzu kuşanacağız ve çok keskin kılıçlarla silahlanacağız. Bize tüccar toplum diyenler yalan söylüyor; biz savaşçı bir toplumuz ve bize gelen her darbeye, her saldırıya yüz misliyle karşılık vereceğiz." (syf 95) Kaldı ki yıl 1940'lar..Taa o zamandan beri, Yahudilerin gözü Filistin'deymiş. Aklımda deli sorular.. Yahudiler için" Filistin neden bu kadar kutsal?" araştırmak lazım. Son söz.. Zamanında Almanlar'ın soykırım yaptığı İsrail'in, şimdi günümüzde Filistin'e soykırım yapmasını kesinlikle onaylamıyoruz. Savaş değil, barış istiyoruz. *mektubun içeriği: tr.wikisource.org/wiki/Albert_Ein...
Auschwitz Kütüphanecisi
Auschwitz KütüphanecisiAntonio González Iturbe · Pegasus Yayınları · 20201,860 okunma
··
2 artı 1'leme
·
5,6bin görüntüleme
Gizemli okur okurunun profil resmi
Geriye dönüp tekrar baktığımda, okuduğum kitabı hatırlamak için kitabın özetini bırakıyorum.. 🙂 O yüzden, kitapları okumadan, incelemeleri okumamız gerektiğini düşünüyorum, çünkü kitabın özeti yazılırken spoiler az da olsa bırakılabiliyor. 🕊️
Bu yorum görüntülenemiyor
Zehra Akar okurunun profil resmi
Çok ama çok okumak istediğim bir kitap ve Auschwitz Dövmecisi kitabını biliyor musunuz hocam?
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.