Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

288 syf.
9/10 puan verdi
Özümüzü kaybettiğimiz bir çağda yaşıyoruz. Öz-lüyoruz ama neyi özlediğimizi bilmiyoruz. Daha doğrusu öz-lemenin öz-ümüzle ilgili olduğunun farkında dahi değiliz der mütefekkir, üstâdımız İbrahin Kalın… Globalleşen dünyaya baktığımızda her şeyi ile sanal bir alemdeyiz. Bizatihi yapay bir dünya da diyebiliriz. İnsanlar olarak hakikatten, özümüzü aramaktan ziyade algoritmalar üzerinden hayatımızı şekillendirmeye çalışıyoruz. Makineleşirken bir bakıyoruz ki bir ‘’şeyler’’ oluyor ama bizler farkında değiliz. Çünkü özün değil; yansımanın, görüntünün, dışsallığın hâkim olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Öz-ümüzü yüksek değerlerde, aklımızda fikrimizde, kalbimizde ve var olmanın anlamında değil; hazlarda, arzularda, saniyelik şöhretlerde ve sanal dünyanın bize sunduğu tatminsizlik hallerinde arıyoruz. Öz-ümüzle yüzleşmek işimize gelmiyor. Bu da bizleri mistik ve gizemli bir yolculuğa götürüyor. Hâsılı; Öze Yolculuk; İnsânın kendi hakikatine, tabiatına, fıtratına, cevherine yolculuktur. Öze Yolculuk; Bir tefekkür ve tezekkür içinde olabilmektir. Öze Yolculuk; ‘’Ben’’ kimim ve neden buradayım? sorularına cevap aramaktır. Öze Yolculuk; Bilme-Bulma-Olma’dır. Öze Yolculuk; Öze dönme iradesine sahip olabilmektir. Öze Yolculuk; İnsânın anlâm arayışıdır. Yolumuzu bul-mak için işaretlere ihtiyacımız var Mevlâna’nın Pergel Metaforu minvalinde… Hayatımızın tüm ekseninde, her adımımızda Önce Kur’an ve Sünneti baz alacağız. Kur’an; Yaratıcı’nın işaretlerini insanlara ufuklarda ve nefislerde göstereceğini söyler. ‘’ Biz ayetlerimizi hem âfakta (dış dünyada, tabiatta ve kâinatta), hem kendi nefislerinde (benlik ve bilinçlerinde, beyin ve iradelerinde, bedeni özellik ve güzelliklerinde) onlara göstermekteyiz, (göstereceğiz); öyle ki, şüphesiz O’nun (Allah’ın, Kur’an’ın ve Resulüllah’ın) Hakk olduğu kendilerine açıkça belli olsun... (Hem) Her şeyin üzerinde Rabbinin şahit olması yetmez mi? Fussilet;53 Başını kaldırıp ufka bakan, hakikatin kendisinden daha büyük, daha geniş, daha derin bir şey olduğunu anlar. Yusuf Kaplan hocamızın ifade ettiği gibi; -Kur'ân, hakikatin sesi, Efendimiz (sav) nefesidir. Nefes olmayınca, ses hayatlaşamaz. Aslolan Kur'ân'ın hayatımıza ruh üfleyebilmesi, Sünnet-i Seniyye'nin yön ve şekil verebilmesidir. Hamiş; Öz-lemek ve öz-ümüze parçası olduğumuz büyük varlık dairesinin ve hakikat bahçesinin farkını idrak edebilmektir, farkına varabilmektir. Herkes kendi özünü bulmak için yolculuğa çıkmakla mükellef… Yol- mu yol-un sonu mu kıymetli sorusunun cevabını bulabilmektir öze yolculuk! Ve varlık tasavvurumuzu yeniden inşâ etmeye ne dersiniz? Bu noktada hadi gelin Eflatun’a bir kulak verelim:)) ‘’ Önce mağaradan çık! Çok oturdun burada. Öyle bir ayağa kalk. Duvara düşen gölgene kanma. Işığa doğru yürü korkma. Işığa ilk baktığında gözlerin kamaşacak, kararacak ve hafif sersemleyeceksin. O, hakikatin şok edici etkisidir. Korkma ve yürümeye devam et. Hakikat seni özgür kılacak.'' der mağara alegorisinde Eflatun… Varlığın kendine kapattığı ve aklımızın ,ruhumuzun ve hayal dünyamızın karardığı bu ortamda ne dersiniz mağaramızdan çıkma vakti gelmedi mi? Ya da kalplerimizin ürperme zamanı…
Öze Yolculuk
Öze Yolculukİbrahim Kalın · İnsan Yayınları · 2023161 okunma
··
4 artı 1'leme
·
3.039 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.