Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

168 syf.
8/10 puan verdi
Postane Günlükleri
"Kendimi anlamakta çok zorlanırken, kendime karşı samimi değilken, kendimle hiçbir şekilde senli benli konuşamazken kalkıp başkalarının düşünce yapısını anlamaya çalışmak nasıl olacaktı? Ama, diye düşündüm, kendime giden yol ya başkalarından geçiyorsa? Salt insani koşulları paylaşıyor olmamız nedeniyle başkalarını anlamaya çalışabilirdim. Çünkü diğerleri de belki benim boğuştuklarımla boğuşuyorlardı ve bana yardım edebilirlerdi. Yardıma ihtiyacım vardı, bu çok acildi çünkü Margrete gibi hayatı beklemeye almak, uygun bir zaman bekleyerek hayatı ertelemek istemiyordum, yarın çok geç olabilirdi. Hayatın başkalarına birtakım dersler verdiğine ve onlarla konuşmanın bana faydası olacağına dair bir his vardı içimde." Vidgis Hjorth ile sonunda tanıştım. Sanırım Postane Günlükleri dilimize çevrilen ikinci kitabıydı, Dilek Başak'ın çevirisiyle. Yazarın Miras adlı eserini bir türlü okuyamamıştım niyeyse, demek ki kendisiyle Postane Günlükleri aracılığıyla tanışmam gerekiyormuş, iyi ki de öyle olmuş. Ellinor'un tek kadınlık devrimine şahit olmak çok güzeldi! Orta yaş krizi sırasında yaşadığı sorgulamaları ve gerçekten çektiği varoluşsal sancıları ile kahramanımız Ellinor, önce kendisine ardından da herkese, -özellikle de kadınlara- geç kalma hissinin anlamsızlığını, hayalini kurduğumuz şeyleri ertelemenin, onlar için beklemenin ne kadar yanlış olduğunu vurguluyor, kitap boyunca. Ve yazarın bütün bu sancıları ve yaşanan anlamsızlığı bu kadar gerçekçi bu kadar sürükleyici bir şekilde aktarabilmesine ben gerçekten bayıldım. Kitap boyunca kendinizi kaptırıp Ellinor'un bütün sorgularına eşlik ediyorsunuz neredeyse!
Postane Günlükleri
Postane GünlükleriVigdis Hjorth · Siren Yayınları · 2023348 okunma
·
108 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.