Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

336 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitap çok derin düşüncelere dalmama sebep oldu. Başta Müslüman bile değilken İslam'a sığınan bir halk görüyoruz. Ortaçağ skolastiğinden kurtulma çabası.. O dönemin Avrupası ve Hristiyanları bir medeniyet kurmuşlar mıydı gerçekten? Yoksa güçlünün hüküm sürdüğü o çıkarcı feodal sistemin bir parçaları mıydı? Şunu söylemeliyimki Avrupa medeniyet nedir bilmez. O gün biz o toprakları fethetmeseydik belkide hala sokakları çöpten geçilmeyen bilimin "b" sinden bihaber olan bir Avrupa görecektik. Nasılda çalmışlar ama yaptıklarımızı. İslam'ı gerici olarak görenler de bunlar değil mi? Zaten bir kesim karşı tarafı bir şeyle suçluyorsa bu onun eksik yönleridir esasında. Bütün bilimlerin kaynağı İslam alim ve filozoflarıyken bunların Avrupaya mal ediliyor oluşu can yakıyor. O dönemde İspanya zoraki değil İslam'ın doğruluğuna inanarak seçti bu dini. Bu toprakların ahengiyle öyle bir kaynaştılarki, asimilasyon değil bir sentez oluştu. Bilimin sanatın ihtişamıyla geçen büyülü bir dönem, ve ortaya çıkan şaheserler.. o altın çağların taştan şahitleri şimdilerde bile hala dimdik ayakta: Elhamra sarayı. "Taşların kalp atışları Hay olan Allah'ı hatırlatır ve O'nun denizinde bir dalga olduğumuzun duygusunu ve bilinicini verir bize" diye bahsediyor yazar kitapta, işte tam olarak öyle. Endülüs'ün kaybı ise içler acısı. Bunun sebeplerine değinmek istemiyorum ama yazık etmişler. Yine de o toprakların İslam'a sarılmış olmasını, oralara nufüz etmesini sağlamış olmak efsane bişey olsa gerek. Bugün bile İslam'ın tesirinde kalmış beldeleri var. Her bir zerresine, uçan kuşuna selam olsun.
Endülüs'te İslam
Endülüs'te İslamRoger Garaudy · Timaş Yayınları · 2018158 okunma
·
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.