Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

352 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Sefïller
Victor Hugo
Victor Hugo
bu eserinde bize, kötülüğe iyilikle cevap vermenin ne kadar erdemli bir davranış olduğunu gözler önüne seriyor. Bu hayatta baki kalan gerçekten divan şairi Bâkî'nin dediği gibi" baki kalan bu kubbede hoş sada iyimiş" sözünü akıllara getiriyor. Jan Valjean gerçekten çok iyi bir karakter. Okurken de buna şahit olacaksınız. Gelin kitabı size anlatmadan evvel karakter tanıtımına geçelim. Sefiller Romanın Başlıca Karakterleri: •Jan Valjean: Romanın başkahramanı. Önce çalışkan bir köylüyken hırsızlıktan hapishaneye düşer, mahkumluktan sonra, ticaretle uğraşır, belediye başkanı olur, bahçıvanlık yapar. Kötülüklerden arınır, topluma yararlı bir insan olur. •Javert: Polis memuru. Jan Valjean'ın peşine takılan takık muhbir. Dürüst. •Mösyö Beinvenu: D kasabasının Piskoposu. Herkese iyilik yapmakla günlerini geçiren din görevlisi. •Fentine: İyi bir insan, ama koşullar yüzünden kötü yola sürüklenir. •Cosette: Fentine’nın kızı. Jan Valjean’ın evlatlığı, nazik ve sevimli bir kız. •Albay Baron Georges Pontmercy: Walerloo’da çapkın bir subay. Yaşlanınca huyundan vazgeçmiş, kendini çiçek yetiştirmeye vermiştir. •Marius Pontmercy: Albayın oğlu, kendisini babasının anısına adayan bir genç, Cosette’in Kitabın tüm özetini yapalım (Dikkat SPOİLER !!!) Sefiller, Jan Valjean (Jan Valjan) ve polis müfettişi Javert (Javer) arasında sürüp giden bir kovalamacanın, kız kardeşinin çocukları için ekmek çaldığı için beş yıla mahkum edilen Jan Valjean’ın öyküsüdür. Jan Valjean, -yalnızca- bir somun ekmekten dolaya kürek cezasına çarptırılır, birkaç kez kaçma girişimiyle cezası on dokuz yıla çıkar. 1815’te serbest kalır, ama hapisten sonra inançlarını yiritirmiş, topluma öfke ve kin duymaktadır. Sefil bir halde “D” kasabasına gider, burada kasabanın piskoposundan gördügü iyilikle ruhu aydınlanır. Çünkü Piskopos ona çok iyi davranır. Jan Valjean yıllar sonra böylesine güzel bir davranış karşısında çok mutlu olur. Ne var ki Jan Valjean bu güzel davranışı görmez, Piskoposun gümüş yemek takımlarını çalmakla karşılık verir. Ancak yakalandığında polis, yüzleştirmek için Piskoposun karşısına getirdiğinde ise, Piskopos yine güzel davranışın bir başka seçkin örneğini verecek, yemek takımlarını kendisinin hediye ettiğini söyleyecek, dahası ona “Şamdanları unutmuşsun” diyecektir. Jan Valjean, bu kez Piskopostan özür dileyip artık hayata dürüst ve erdem sahibi iyiliksever bir insan olarak yeniden başlayacağına söz verir. Fransa’nın kuzeyinde ucuz mücevher imalatçılığı yaparak yaşamaya başlar. Geçmişini gizler, kısa sürede zengin olur ve herkesin sevgisini kazanarak, kasabaya belediye başkanı seçilir. Ne var ki Jan Valjean’ın geçmişini gizlemesi kuşkulan üzerine çeker. Polis Javert, bir hırsızlık olayından yola çıkarak, araştırmalara başlar. Konu “D” kasabasındaki hırsızlık olayına kadar gelir. Jan Valiean’ı tutuklayacaktır ki, aynı adı taşıvan bir başkası tutuklanır. Bunun üzerine polis Javert, Jan Valjean’dan özür diler, böyle bir yanlışlık karşısında istifa etmek ister, ancak istifası kabul edilmez. Konu kapanır. Ne var ki Valjean’ın ahlâkı, kendi yerine bir başkasının hapsedilmesine izin vermez. Mahkemeye gider, gerçeği anlatarak, suçlu olduğunu söyler. Teslim olur ve hapisaneye girer. Bir gece yattıktan sonra kaçar. Jan Valjean, teslim olmadan önce sakladığı -hak ederek kazanılmış- paralanın alır, eski bir fahişe olan Fantina’nın ölümünden sonra üvey anne babası tarafindan kötü yetiştirilen, Fantina’nın kızı Cosette’i (Kozet) bulur ve onu da yanına alarak bir manastıra sığınır. Manastırın bahçıvan olarak çalışmaya başlar. Evlat edindiği Cosette ise, rahibe okuluna gider. Sanki polis müfettişi Javert’den kurtulmuş gibidir. Güvenlik içinde yaşar. Yıllar böyle sakin geçerken, Cosette’in genç ve güzel bir genç kız olmasıyla değişir. Cosette, babası Napolyon ordusunda subaylık yapmış birinin oğlu olan öğrenci Marius’a (Maryüs) âşık olur. Zengin dedesi tarafindan büyütülen Marius, her zaman haklıdan yana olan Jan Valjean gibi, 1832’de isyan eden sosyalistlerin safındadır. Cosette ile Marius, Paris’in Luxemburg Gardens adındaki parkında tanışırlar ve Valjean’ın kendisini gizli tutmasına rağmen, gizli gizli mektuplaşırlar. Paris ayaklanmıştır. Sosyalistler, 1832’de, Paris’te hanedânlığa karşı başarısız kalan bir başkaldırma hareketine başvururlar. Marius ve arkadaşları, bu başkaldırıya katılırlar. Jan Valjean da onların içindedir. Paris kanla yıkanırken, Javert ile Jan Valjean yine karşı karşıya gelirler. Jan Valjean, Javert’i ve Marius’ü ölümden kurtarır. Javert, Valjean’ı tutuklamaz. Valjean da fırsattan yararlanıp Javert’i öldürmeye kalkmaz. Ancak bu soylu davranış karşısında bütün inandığı değerlerin sarsıldığını gören Javert, hayatında ilk kez olarak, bir mahkumun, kanuna saygı duyan bir vatandaştan daha iyi bir insan olacağına inanır. Bir polis memuru olarak bugüne kadar sahte olasılıklara göre işleri yürüttüğü inancına varır. Valjean’ı tutuklama yerine kendini öldürür. Başkaldıranların durumu parlak değildir. Marius ağır yaralanır ve Valjean onu yeraltındaki kanalizasyonlardan kaçırarak kurtarır. Büyükbabasının evine getirir. Kendisini kimin kurtardığını bilmemektedir. Cosette’in bu genci sevdiğini anlayan Valjean, onların arasına girmemeye karar verir. Cosette’nin Marius’u sevdiğini, onunla evlenmek istediğini anlar. Cosette’ye büyük miktarda para verir. Şimdi bir barones olan Cosette’nin eski bir kürek mahkumunun kızı olarak kendisinin bilinmesini istemez ve yalnız yaşamak ister. Oysa Marius, hayatını kurtaran kişinin Valjean olduğunu öğrenmiştir. İki genç, ölüm yatağında son anlarını yaşayan Valjean’a koşarlar. Yatağında onları karşılar. Bu karşılaşmada duygusal anlar yaşanır. Her üçü de gözyaşlarını tutamaz. Ölüm yatağında bile onların mutlu olmasını dile getirir. Yıllarca önce piskoposun büyük bir erdemli davranışla kendisine hediye ettiği ve böylece ruhunu kazandığı gümüş şamdanları Cosette’e verir. Cosette ve Marius evlenirler. Zaman içerisinde iyice yaşlanan Jan Valjan da yatağa düşer bir süre sonra da ölür. Keyifli ve anlamlı okumalar diliyorum. Ben kitabı çok beğendim. Kitaba puanım Tam.
Sefiller
SefillerVictor Hugo · Koridor Yayıncılık · 202087,7bin okunma
·
104 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.