"Çoğunluğun doğru demesi, benim bunu yanlış görmemi etkilemez." Kitap Doğan Cüceloğlu ile Arif adında bir öğretmenin her hafta İstanbul'un farklı noktalarında, mekanlarında buluşup savaşçı olmak üzerine, savaşçının özellikleri üzerine konuştukları; çevrede gördükleri hakkında kısa yorumlarını içerdikleri diyaloglardan oluşuyor. Arif öğretmen yaşamında düştüğü karmaşa yüzünden artık öğretmen olmak istememektedir ve Doğan bey ile onun bir semineri sonrası konuşmaya karar verir. Daha sonra bu konuşma haftalık buluşmalara ilerler. Kitapta savaşçı olmak için gerekli özelliklerin konuşulduğu birçok başlık yer almakta. Savaşçı ise kısaca söylemem gerekirse özgürce kendi kararlarını veren, bunun sonuçlarına katlanan, anlam arayışında olan.. ve daha birçok özelliğe sahip temsili bir karakter. Kitap her buluştuklarında konuştukları konular üzerine farklı başlıklara ayrılmış: Arayış, uyanış, niyet, geleceği yaratmak, güç, sorumluluk, ölüm bilinci, bitmemiş işler gibi. Arif öğretmen de aslında buluştuklarında savaşçıda olan özelliklerin çoğunun kendinde bulunmadığını bu yüzden bir kimlik bunalımı geçirdiğini, insanların öğretmenlik hakkında içindeki hevesi kırdığını ve özellikle bu mesleği niçin yapmak istediğini unuttuğundan dolayı artık öğretmen olmak istemediğini fark eder. Hayat amacını, neden öğretmenlik yapmak istediğini, toplumda hangi görevi üstlenmesinin ona uygun olacağını düşündükçe öğretmen olmak için içinde tekrar istek uyanır. Kitapta rahatsız olduğum bir nokta ise Doğan beyin etraftaki insanlar hakkında dış görünüşlerinden yola çıkarak onları bir kalıba sokması ve böylece onlar hakkında yargılarda bulunması oldu. Arif öğretmenle gayet zihin açıcı konuştuktan sonra dış çevreye dair böyle ön yargılı yaklaşmasına açıkçası çok şaşırdım. Kişisel gelişim hakkında okumayı sevenlere, uzun diyaloglardan ve kalın kitaplardan hoşlananlara önerebilirim.

SavaşçıDoğan Cüceloğlu · Remzi Kitabevi · 20019,9bin okunma

·

78 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Tuba