Merhabalar, uzun bir aradan sonra Kuzey Edebiyatı’ndan bir romanla karşınıza geldim. Merethe Lindstrom, Norveçli yazarlar arasında öne çıkan isimlerden biridir. Eserlerinde ise çoğunlukla sessizlik, şüphe, endişe ve iletişim eksikliği gibi konuları ele almaktadır. Sessizlik Tarihinden Günler, 2011 yılında Lindstrom’un hayal gücünden sayfalara aktarılmış ve yayınlanmıştır. Eser, emekli olan Simon ve Eva’nın hayatının son demlerini yani sessizlik dolu günlerini anlatmaktadır. Ancak bu sessizlik, geçmişin ve sırların ayaklanışını yansıtmaktadır. Eva, vakti zamanında dünyaya gelen oğlunu bir başkasına evlatlık olarak vermiştir; Simon ise 2. Dünya Savaşı sırasında yahudi soykırımında ailesinden hayatta kalan tek kişi olmanın travmasını yaşamaktadır. Ek olarak, şimdi de çocuklarına yanlarında çalışan kızı neden kovduklarını anlatmaları gerekmektedir. Eva, geçmişinde yaptığı bu hatasını sıklıkla düşünür. Hatta oğlunu bulmaya bile çalışır. Ancak başarılı olmaz. Simon ise geçmişinin tekrar ayaklanmasını kaldıramaz. Travmalarının tekrar gün yüzüne çıkması onu depresyona sürükler. Sessizlik, Simon için Nazi’lerden saklanırken sığınakta kaldığı o dönemi anımsatır. Bu sebeple sessizlik içinde kalmak ona bir konfor alanı sunar, artık güvendedir. Eser, geçmişin her ne kadar bastırılmaya çalışılsa da gün yüzüne çıkacağını gözler önüne serer. Simon ve Eva’nın geçmişlerini konuşmak ve çocuklarına sırlarını aktarmak için herhangi bir çaba göstermemesi aslında onların geçmişle baş edemediğinin bir göstergesidir. Sessizlik Tarihinden Günler, oldukça melankolik bir eserdi. Yapılan her bir betimleme, o soğuk sessizliğin yankısını düşüncelerimde buldu âdeta. Norveç Edebiyatı’nı düşününce, böyle duygu yüklü bir roman olabileceğini düşünmemiştim açıkcası. Ancak insan her zaman sürprizlere alışkın olmalıdır, değil mi?

Sessizlik Tarihinden GünlerMerethe Lindstrøm · İletişim Yayınları · 202287 okunma

·

19 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sema