Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ergenliğimde onunla bağlarımı kopardım, daha sonra aramızda sadece çatışma kaldı. Gençliğindeki dünyada, genç kızların cinsel özgürlüğün tadını çıkarabilecekleri fikri bile mahvolmakla eşdeğerdi. Cinsellikten yalnızca ''genç kulaklar''a yasak olan müstehcen bir olgu ya da toplumsal yargılara göre, uygun ya da uygunsuz durum olarak bahsedilirdi. Annem bana bu konuda hiçbir şey söylemedi, ben de ona herhangi bir şey sormaya cesaret edemezdim çünkü merak zaten ahlaksızlığın başlangıcı gibi düşünülüyordu. Zamanı geldiğinde ona regl olduğumu söylemenin, bu kelimeyi ilk kez telaffuz etmenin sıkıntısını çektim, nasıl kullanacağımı açıklamadan bana bir ped verirken kızarmıştı. Büyüdüğümü görmek hoşuna gitmedi. Beni çıplak yakaladığında sanki bedenimden iğreniyordu. Memeleri ve kalçaları bir tehdit olarak algılıyor, erkeklerin peşinden koşmaya başlayıp derslerime ilgimi kaybedeceğimden korkuyordu şüphesiz. On dört yaşıma basmaya bir hafta kala, on üçüncü yaşıma gireceğimi söyleyerek bana pilili etekler, soket çoraplar ve düz ayakkabılar giydirip hep çocuk kalmamı istiyordu. On sekiz yaşıma kadar hemen hemen tüm tartışmalarımız sokağa çıkma yasağı, giysi seçimlerim etrafında dönüyordu (örneğin, dışarı çıkarken korse giymemi ister, bunu sık sık yinelerdi: ''Böylelikle düzgün giyinmiş olursun''). Yok yere öfkeye kapılıyordu: ''Dışarıya ASLA böyle (bu elbiseyle, bu saç modeliyle) çıkamazsın!'' Ama o kıyafet ya da saç bana normal geliyordu. İkimiz de bizi neyin beklediğini biliyorduk: O benim oğlanları baştan çıkarmaya can attığımı biliyordu, ben de onun ''başıma bir felaket gelmesi'nden yani rasgele biriyle yatıp hamile kalmamdan korktuğunu biliyordum. Ölümünün beni hiç etkilemeyeceğini düşündüğüm oluyordu.
Sayfa 39 - Can Yayınları, 1. Baskı, Nisan 2023, İstanbul.
·
50 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.