“Bir insanın elinden hayatı boyunca kendisini kandırdığı şeyi aldığınız anda mutluluğunu da bitirirsiniz.” Ocak ayında Henrik Ibsen den Yaban Ördeğ ni okuduktan sonra Dag Solstad dan Mahcubiyet ve Haysiyet okumak şart olmuştu. Karakterimiz Elias Rukla Norveç Edebiyatı dersi veren ellili yaşlarda bir lise öğretmenidir. Yıllardır işlediği bir konu olan Yaban Ördeği kitabının dersi sırasında bir kırılma yaşar ve okul bahçesinde bozuk olan şemsiyesi kendisinin ufak çaplı bir sinir krizi geçirmesine neden olur. Bundan sonra ise Norveç sokaklarında gezerken Elias Rukla’nın bilinç akışı şeklinde, hayatını, çevresini ve ailesini sorguladığı, geçmişine yaptığı yolculuğu okuruz. Rukla yalnız bir ruh; çevresiyle kendisi arasında bir duvar var. Bir Ekim günü Rukla’nın çöküşüyle birlikte Norveç sokaklarını arşınlarken; bu kadar entelektüel birikimine rağmen görünmez olduğu, eşi ile samimiyetsiz ve yüzeysel ilişkisi, meslektaşlarının boş muhabbetleri, kapitalizmin yarattığı borç köleleri, reklam ve medyanın topluma dayattığı hayal dünyası hakkındaki düşüncelerini etkileyici bir anlatımla biz de kendimizi sorgulayarak okuruz. Öncesinde Yaban Ördeği okunmalı mı? Kitabın neredeyse yarısı Yaban Ördeği incelemesi, okunmazsa kitap hakkında bilgi edinirsiniz, eğer okuduysanız o kısımları okumak büyük keyif. Yazarın bu kitap için Yaban Ördeği adlı eseri seçmesinin nedeninin aslında Rukla’nın da bir çeşit karanlık bir çatıda yaşayan Yaban Ördeği olduğunu düşündüm. Bu yüzaltı sayfalık kısacık ama her bir cümlenin üzerinde durarak, sindirerek okunan, başka başka eserlere ve yazarlara referans ve yorumlarda bulunan dolu dolu bir kitap arkadaşlar. Çok severek okudum. “.. hiç kimse kendi kendine sormak zorunda olduğu temel birkaç soruyu sormuyor, boş verip geçiyor.”

Mahcubiyet ve HaysiyetDag Solstad · Yapı Kredi Yayınları · 20192,499 okunma

·

48 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Zeliha Demirci