Şahsına Münhasır Bir Öykü Kitabı. Her an her şey olabilir.
Sarmal Yankılar bir öykü kitabı ve yazarının 
Fırat Muştak Güneş ilk kitabı. İlk olmasına rağmen öykülerini oldukça yaratıcı, dilini de gayet akıcı buldum. Samimi yazılmış bir kitap. Fantastik, distopik, eğlenceli, sorgulayan, eleştiren öyküler var. Yazarın kendi anılarından yola çıkarak yazdığını düşündügüm kısımlar da oldu zaman zaman.
Toplam 10 öyküden oluşuyor. Öykülerin temaları birbirinden çok farklı. Bir yerden aşka dem vururken, diğer yerden Corona Günlerini hatırlıyoruz. Bi taraftan karşımıza Dehak ve Pirebok gibi fantastik karakterler çıkarken diğer taraftan Ahmet Arif'i hatırlıyor ve "Ah etmenin" aslında ne demek olduğunu nereden geldiğini öğreniyoruz. Bir bakıyoruz sırtımıza çantamızı almış Kuşadasın kamp yapmaya ve yine fantastik bir şekilde geçmişimizle karşılaşmaya gidiyoruz. Sonra bir bakmışız Diyarbakırda bir AVM'de almışız soluğu, ama öyle böyle bir AVM değil :) yine mükemmel düşünülmüş bir yaratıcılıkla anlatılmış, okurken mimarlık öğrencisi olan kuzenimi arayıp ona bahsetmek istedim böyle bir mimari fikirden :)
Öykülerin içinde beni en çok etkileyen Rengârenk, Gerçek Aydınlanma, Bir Bahar Gecesi Kabusu ve Büyü ve Ceza oldu.
Rengarenk isimli öyküde bir kedinin gözünden kendi yaşam döngüsünü okuyoruz, otobiyografi tadındaki bu öykü beni ponçik gibi yaptı duygulandım ve gittim kedime sarıldım bol bol..
Bir Bahar Gecesi Kabusunda ise yılbaşı gecesi dünyaya düşen bir DEHAK'la tanıştım ve gaddar biri olmasına rağmen çok sevdim nedense :)) Ara ara hayatımiza böyle pat diye girip herşeyi altüst eden varlıklara alışkın olduğumuz için olabilir belki de :) Yazarın yeni öykü kitabında yeniden dünyaya iner mi DEHAK bilinmez :)
Gerçek Aydınlanma zaten muazzamdı, "Aydınlığın Ütopyası" ismini verdim bu öyküye kendi dünyamda. "Ohaaa yaa dedim, daha ilk öyküden böyle bir kurgu..." Okuyunca şakaklarımda ışıklar yandı resmen :) Aydın ve entellektüel olmanın vücut bulmuş hali diyebilirim, vücut bulmuş derken gerçekten etiyle, kemiğiyle, ışığıyla vücut bulmaktan bahsediyorum.. Okuduktan sonra keşke böyle birşey mümkün olsa diye düşündüm, cahille akıllıyı 100 metre öteden tanıyabilirdik... Güzel olmaz mıydı?
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.