Madam de Guilleroy İsimli bir kontes, ve seçkin çevrelerce eserleri beğenilen o seçkin çevrenin içerisine karışmaktan hoşlanan Olivier isimli bir ressam var. Güzel model olabilecek kadınların portrelerini çizen ressam bir gün kendisine model olması için kontese teklifte bulunur. Ve kontesin resmini çizer. Gel zaman git zaman aralarında oluşan sıkı dostluk ve ressamın sık sık kontesin evine gitmesi, bir aşkın alevlenmesine neden olur. Yıllarca birbirlerine aşık ve iki iyi dost bir gün birbirlerinden yavaş yavaş uzaklaşmaya başladıklarını hissederler. Daha doğrusu bunu ilk hisseden kontestir. Çünkü güzel bir genç kadın olmaya başlayan genç kıza karşı ressamın bir ilgisinin olduğunu düşünür ve içten içe kızını kıskanıp bunu ressama belirtir. Ressam önce bunu kabul etmez, kontese aşık olduğunu ancak kızını ise sadece masum bir sevgiyle sevdiğini söyler. Kontese kızar ancak zamanla o da bu ilgiyi kabullenmeye başlar. Genç kız Annette büyüdükçe annesine benzer, annesinin bir yansıması olur adeta. Ressam ona baktıkça yıllar önce resmini çizdiği kontesin kendisini görür onun yüzünde. Artık bir tek onu düşünüyor, onun mutlu olabilmesi için uğrasıyordur. Roman akıcı ve güzeldi. Rahatsız olduğum tek nokta betimlemelerdi. Uzun betimlemeler çoğu zaman dikkatimi dağıttı, olay örgüsüne geçişlerde sıkıntı yaşadım. Bunun dışında Kontesin evli olması ve eşi Kont' un çok ön planda, ana karakterlerden olmaması "aslında Kont hiç olmasa da olurmuş" düşüncesi oluşturdu ben de. Ressamın ve Kontes' in gizli aşk yaşamalarını ve daha sonradan ressamın bir de kızına ilgi duymasını, kontesin kızını kıskanmasını etik bulmadım. Seçkin çevrelerin romanıydı. Çok beğendiğimi söyleyemem ama kötü de değildi. Tavsiye ederim.

Ölümden AcıGuy de Maupassant · Can Yayınları · 2012278 okunma

·

18 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.