Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Tekrar yaklaştı, o kadar yaklaştı ki Nať'in vücudundan yayılan sıcaklığı hissedebiliyordu. Sert, boyun eğmez yüzüne baktı. Onu şaşırtmak için ne yapmak gerekiyordu? Fazla ileri gitmesine gerek yoktu, sadece onu hafife almakta hata ettiğini kabul etmeye Nati zorlayacak kadarı yeterliydi. Çocuk değildi ve bir çocuk gibi geri çevrilemezdi. Elini Nat'in göğsüne koydu. Kalbinin çok kuvvetli bir şekilde attığırı hissedebiliyordu. "Leydi Ainsworth metresindi, değil mi?" diye fısıldadı kulağına. Elini gömleğinden aşağıya doğru gezdirip pantolonunun içinden çekip gömleği gevşetti. "Hizmetçilerin bu konuda konuştuklarını duymuştum. Terzisinden, senin malının son derece yerinde oldu- ğunu duymuşlardı. Kocaman, demişlerdi. Seni çok merak etmeme sebep oldular..." Nat'in bütün vücudu titredi. "Lizzie. Kes şunu." Sesi sertti. "Ne yaptığını anlamıyorsun." "Ah, ama anlıyorum," dedi Lizzie. "Çocuk değilim." Nat'in gömleğini iyice açtı ve avuçlarını onun çıplak karnında gezdirdi. Pürüzsüz ve şaşırtıcı derecede enfesti. Bu leziz his bir an için dikkatini dağıttı. Böyle olduğunu hiç bilmiyordu... Nat'in nefesini tuttuğunu duydu, kaslarının parmaklarının altında hareket ettiğini ve titrediğini hissetti. En sonunda bir tepki... Lizzie cesaretlenerek yüzünü onun boynuna çevirdi ve dudaklarını boynuna bastırdı. Tuz ve sıcaklık tadı aldı ve de bergamot kolonyası, deri ve Nať'in kendi kokusu olarak tanıdığı bir şeyin kokusunu. Bu, aşina olduğu bir kokuydu ama yoğun biçimde heyecan verici geliyordu. Nat başırı hafifçe çevirdi. Dudakları birbirine şimdi sadece birkaç santim ötedeydi. Lizzie uçurumun ne kadar kenarında olduğunu hissedebiliyordu. Duyguları zafer ve çok güçlü bir şeyle hareketle- nince titredi. Genç adam artık ona o kadar da kayıtsız değildi. Lizzie kazanmıştı. Araştıran parmaklarının altındaki kasların sertliğinden zevk alarak ellerini adamın sırtına kaydırdı. Tırnaklarını tenine ge- çirdi ve onun irkildiğini hissetti. "Lizzie, Tanrı aşkına..." Nat'in sesindeki çaresizlik tırısı hoşuna gitti. Onu bu noktaya getirdiğini düşünmek yaralı hislerini yatıştırdı. Artık durması ve geri çekilmesi gerektiğini biliyordu ama elinin pantolon bağına, ardından biraz daha aşağıya kaymasına izin verdi. Kendisini sersemlemiş, sarhoş ve belki bir parça da çılgın hissediyordu. Eli pantolonunun önüne değip ereksiyonunu takip etti. Uyarılmış erkeklik organının sert ve kocaman şişkinliği pantolonunun gergin kumaşının üzerinden bile onu şaşırttı. Nat'in nefesini tuttuğunu ve kaba bir şekilde küfrettiğini duydu. Bir an durup geri çekildi, çok fazla ileri gittiğini soğuk bir şekilde fark etmesiyle ateşli öfkesi ve arzusu söndü. Lizzie'nin içinde, meydan okuma ve korku mücadele ediyordu ama endişesinin altında nefesini kesip kalbinin küt küt atmasına neden olan çok güçlü, derin ve ahlaksız bir kadınsı merak vardı. Uzun, anlam yüklü bir an boyunca birbirlerine baktılar, ardından Nat onu yakaladı. O kadar hızlı hareket etti ki Lizzie'nin bu hareketi öngörecek vakti bile olmadı. Genç adamın dudakları sertçe kadının dudaklarına kapandı. Besbelli ki diğer erkekler nasıl öpeceklerini bilmiyorlardı ve aynı derecede, besbelli ki Nat biliyordu. Bu Lizzie'nin neredeyse düşmesine neden olacak şiddetli bir duygu dalgasının içine dalmadan ve kendinden geçmeden önceki tek mantıklı düşüncesiydi. Bu öpüşlerin içinde çok az aşk, hatta hoşlanma ama büyük oranda şehvet ve öfke vardı. Nat'in dudaklarının baskısı Lizzie'yi dudaklarını aralamaya zorladı ve ardından genç adamın dili diline değip düşüncesizce, nezaketsizce ve acımasızca onu aldı. Lizzie, Nat'in amacının onu cezalandırmak olup olmadığını bilmiyordu ama önemli de değildi çünkü vereceği ne varsa istiyordu. Heyecanla nefesinin kesildiğini, duygu ve mantıklı düşüncenin çok uzaklarına sürüklendiğini hissetti. Dudaklarını dudaklarının üzerinde tutabilmek için bir elini Nat'in saçlarının arasına daldırdı, alt dudağını ısırdı ve Nať'in, dudaklarını acımasızca yağmalamadan önce nefesini tuttu- ğunu hissetti. Dudaklarının bu saldırıdan dolayı şiştiğini ve mest olduğunu hissetti. Ateş karnının alt kısmında toplandı ve kalçalarını Nat'in devasa ereksiyonuna dayadı. Nat boğazından yarı inleme, yarı hırlama benzeri bir ses çıkardı. Genç adam ellerini omuzlarına koydu, binici kıyafetini ve kom- binezonunu çekiştirerek onu beline kadar soydu. Danteller yırtıldı ve kopçalar taş zemine saçıldı. Elini kadının çıplak göğsüne koydu. Lizzie sersemledi. Bir inleme duydu, bunun kendisine ait olduğunu biliyordu. Nat onu pencere oturağına itti ve ardından dudaklarını göğüslerine getirdi. Genç kadın, üzerinde gezinen dişleri ve dili his- setti. Çığlık attı, ses binarın taş duvarlarında yankılandı. Vücudu kendisini yok etmekle tehdit eden bir istekle titriyordu. Kendisini hem şaşkın, hem heyecanlı hem de o kadar ümitsizce ahlaksız ve hafifmeşrep hissediyordu ki neredeyse bunun zevkiyle çığlık atacaktı. Nat binici kıyafetinin kadife eteklerini yukarı kaldırdı. Lizzie pantolonunun bağlarına uzandı ve elleri çarpıştı. İkisi de titriyordu. Kumaş açıldı ve ardından sıcak ve sert bir şekilde onu elinde his- setti. Şaşkınlık ve merakla nefesini tuttu. Nat tekrar dudaklarıyla dudaklarını örttü. Eli genç kadının kalçalarındaydı, bacaklarını iki yana açıyordu; Lizzie tam ortada onu hissetti ve ardından tek bir darbeyle Nat içindeydi. Bunun acısı keskin ve şiddetliydi. Nefesini tuttu ama genç adam durmadı. Lizzie sırtını pencere mazgalına dayamıştı ve Nat ona sahip olduğu her seferde onu tekrar tekrar geriye itiyordu. Çıplak sırtına temas eden taş soğuktu ama Nať in vücudunun bacaklarının arasında sürtünmesi şiddetli ve ateşliydi. Bu his kaçamayacak kadar baş dön- dürücü ve ısrarıydı. Acı azaldı ve zevk veren titreşimler hızlanarak, artarak, enfes şekilde yoğunlaşarak içinde dalgalandı. Kör edici bir zevkle vücudu dağılacak hale geldiği sırada Lizzie çığlık attı. Nať in bağırdığını duydu, kendisini daha sıkı tutarak daha da derine girdi- ğini ve bütünüyle içine boşaldığı sırada nabız gibi attığını hissetti. Zamanın durmuş gibi göründüğü ve Lizzie'nin ne nefes alabil- diği, ne düşünebildiği ne de en mükemmel doğruluk hissi dışında herhangi bir şey hissettiği o an boyunca bir sessizlik vardı. Cennette gibiydi. Vücudu olgun ve doymuş, zihniyse en sonunda yuvaya dön- müş ve huzura varmış gibi derin bir hoşnutluk hissi içindeydi. Nat, Lizzie'nin onu sevdiğini söylediğinde doğruyu söylemişti... Bunu şimdi bütün açıklığıyla görebiliyordu. Sevişmenin dürüstlüğünde bütün numaralar ve gurur kopup gitmişti. Nat onundu ve her zaman da öyle olmuştu. Şimdi Lizzie de tamamen ona aitti. Ve kesinlikle Nat de onu seviyor olmalıydı; öyle olması gerekiyordu.
Sayfa 22
1 artı 1'leme
·
54 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.