Daha önce Mustafa Merter’in Dokuz Yüz Katlı İnsan kitabını okuyup beğenmiştim . Merter’in bu kitabı kalın ve büyük bir referans kitabı, sıradan çantalara sığmıyor; tekrar öğrenci moduna girip sırt çantası taşımam gerekti. Kitabı masaya koyup ciddiyetle okumak zorundaydım çünkü uzanarak veya oturarak tutup okumak için çok ağır. Bileklerim eskisine göre çok daha kuvvetli olmalı. Kitapta klasik psikolojiyi Freud’dan başlayarak özetleyen yazar, psikolojiye yeni bir açılım getirerek bizi nefs psikolojisine, tasavvuf psikolojisine götürüyor. İslami referanslarla genel psikolojiyi yeniden yorumluyor. Her birimizin, içindeki tanrısal özden ne kadar uzaklaşırsa o kadar kendine yabancılaştığıni, serseri mayınlar gibi oradan oraya çarparak yara bere içinde anlamsız hayatlar sürdüğünü yüzümüze vuruyor. Jung’ın bilinç altının derinliklerinde dolaşırken şeytana nasıl yenik düştüğünü, Ebu Talip misali çok yakınındayken, neredeyse ona ulaşacakken, anlamın, özün uzağına düştüğünü bize gösteriyor. Aydınlanmanın insanın zaferinden şeytanın zaferine dönüşmesini gözler önüne seriyor. Ona göre inanmak için hiç bir sebebe ihtiyacımız yok, inkar etmek için sebeplerimiz olmalı. Merter alt bilinçdışından bahsederken buna bir de üst bilinçdışını ekliyor. Alt bilinçdışı ne kadar karanlıksa, üst bilinçdışı o kadar aydınlık. Kendini mesajlara kapatmadığın sürece mesajlar orada yanıbaşında bile değil sende. Modern psikolojiden önce de terapi vardı, rüyalar her zaman oradaydı, aşağıda neler olup bitiyor haber veriyordu, okumayı bilene tabiki. Rüyalarınızı kaydederek takip edin sizi size götürürler. Kişinin dünyayı algılamasının farklı mertebeleri var, insan aynı algıyla devam eder de kendisini ve algısını değiştirmezse bulunduğu yer onu sıkar dünya anlamsız tekrarlardan ibaret hale gelir. Kendini geliştirdiği müddetçe dünyayı daha iyi anlar ve varoluş sıkıntısı yaşamaz veya aşağıların aşağısında kaybolup gitmez. Yukarıya doğru gelişim her zaman herkese açık, yeter ki sen iste. Avatardaki Jack gibi bambaşka bir dünyaya uyanabilirsin. Üstelik de sadece seçilmişler değil her insan bu potansiyeli taşır, o yüzden imkansızlıklardan, talihsiz kaderinden bahsetmene gerek yok çünkü bunlar engel değil. Mutlak eşitlik işte burada. Tabi sen ağlamayı seviyorsan o zaman yapacak bir şey yok. Sizleri kitabı okumaya davet ediyorum, gerçek bir değişimi vadediyor, değişimi bulmaya niyetli olanlara tabi.

Nefs PsikolojisiMustafa Merter · Kaknüs Yayınları · 2014140 okunma

·

21 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.