Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Dersler, Ian McEwan
Dersler
Dersler
Ian McEwan her yazdığını, her çevrilen kitabını hemen okuduğum yazarlardan. Dersler, herhalde benim okuduğum en uzun kitabı. Romanda “tarih olurken, yapılırken” hayatımızın kontrolü ne kadar elimizde, sorusuna yanıtlar aranıyor. Tarihin “yazıldığı” zorlu dönemler ve bu dönemlerin yarattığı travmalar kitapta çok önemli bir yer tutuyor. Ancak bunun kahramanlarının hayatının arka planı olarak değil, neredeyse öne çıkarak siyasal bir makale ya da deneme gibi uzun uzun anlatıldığı yerler romanı gereksiz yere uzatıyor ve karmaşıklaştırıyor gibi geldi bana. İkinci dünya savaşı, soğuk savaş, Küba füze krizi, Almanya’da faşizme direnişin sembollerinden Beyaz Gül hareketi, Berlin duvarının çöküşü, Çernobil’deki patlama, covid günleri, yaşlılık, ölüm....Yazar, çok şey anlatmaya kalkışınca romanın akışı yavaşlamış. Erkek kahraman Roland’ın büyüme sancıları, Flaubert’ten esinler taşıyan Duygusal Eğitim’i, cinsel taciz, büyük siyasal dönüşümlerin insanların hayatında, ruhunda yarattığı travmalar , farklı kuşakların tarihi farklı algılaması, “tarih”in yeniden yazımı, yaratıcı insanların hayat karşısında ödedikleri bedeller...Erkek yazarlara tanınan “yaratmak için herşey mübah” yaklaşımının kadın yazarlar sözkonusu olunca farklı işlemesi v.s...Doris Lessing örneğini de anarak, kitabın yazar kahramanı Alissa’nın eşi ve çocuğunu terk edip kendini edebiyata adaması ile ilgili bölümler en çok ilgimi çeken yerler oldu. Terk edişin karşılığı büyük bir edebiyat eseriyse “anne” ve “kadın” olarak yazarı bağışlayabilir miyiz? Bu gibi sorular ve yazarın verdiği yanıtlar önemliydi. Bir de çocukken maruz kaldığı cinsel taciz ve onunla hesaplaşması...Yaşlılık ve ölüme hazırlık da kitabın önemli temalarından. Sonuç olarak, elbette Ian McEwan okumak bir keyifti. Ama keşke bu kadar çok tarih, tema tıkıştırmasaydı diye düşündüm.
·
47 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.