Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

183 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Doğarken ve Sonrası
Psikanalizle ilgili önemli kitaplardan biri. Freud'un kuramından sonra psikanalize ufuk açıcı ve farklı açılardan bakmamı sağlayan bir kitaptı. Freud da kaygıların ilk örneğini doğumla açıklar ancak bunun üzerinde çok durmaz. Kaygıları çoğunlukla cinselliğe dayandırır. Otto Rank, nevrozları Freud'un iddia ettiği cinsellikten daha önce bir aşamaya, anneden doğmaya dayandırıyor. Biz, doğduğumuz anda; sürekli bir haz evresinden bir eksiklik evresine, kaygıların baş gösterdiği bir evreye, yani dış dünyaya geçiyoruz. Doğarken de zorlu bir süreç geçiriyoruz, nefes almakta zorlanıyoruz mesela. Ya da doğum sürecinde komplikasyonlar oluyor. İşte buna doğum travması diyor Rank. Elbette sadece doğarken değil, doğduktan sonra da bu zorlu süreç devam ediyor. Tabiri caizse hayat üzerimizden geçiyor ölene kadar. Otto Rank, Freud'un iddialarını desteklediği gibi onun üzerine kendi özgün görüşlerini inşa etmiş bence. Doğum travmasının varlığını her yönden kanıtlamış. Psikolojik vakalarda, toplumsal süreçlerde, mitolojik ögelerde, dinlerde, sanatta ve felsefedeki ipuçlarını vermiş. Dolayısıyla iddiasının doğruluğuna inandırıyor okuru. Örneğin erkek egemen toplumlarda kadınların aşağılanmasının, kadınlardan korktukları için olduğunu öne sürüyor. Çünkü kadın, anneyi ve doğum travmasını hatırlatıyor. Bireyler ise bu travmayı bastırıyor. Kadınların aşağılanmasını bu açıdan hiç düşünmemiştim. Bunun gibi birçok şaşırtan yorum da var kitapta. Mesela karanlıktan korkma, klostrofobi, tünel korkusu vb. korkuların da bu yüzden oluştuğunu iddia ediyor. Karanlık ve kapalı yerler anne karnındaki hali ve doğum travmasını hatırlattığı için bunlardan korkulabiliyor. Ketlenmeli ve zorluk dolu rüyaların da doğum travmasından, doğumla ilgili zorluklardan kaynaklandığını ileri sürüyor. Ayrılma ve birleşmeyle ilgili motiflerin bulunduğu rüyaların da tabi... (Ayrılma ve birleşme anneden ayrılma ve anneyle birleşmeyle ilgili zorlantı ve hazzı sembolize ediyor) Bununla ilgili de birçok ilginç ve düşündüren yorum var kitapta. Nevrotik bireylerdeki kaygıların temeli de doğum travmasıyla açıklanıyor. Cinsellik de kısmî olarak bu travmanın tekrarlanması ve tatmin edilmeye çalışılmasıyla temellendiriliyor. Bu açıdan da bana mantıklı görünen bir iddia, doğum travması. Felsefeden çok örnekleme yapılmış. Nietzsche ve Schopenhauer'un hiçlik ve hiç doğmamış olmaya dair görüşleri de doğum travmasını kanıtlar nitelikte mesela (ayrıca bkz. Budizmde Nirvana). Benim için doyurucu bir psikanaliz kitabı oldu. Psikanalizle ilgilenenlerin kesinlikle okuması gerektiğini düşünüyorum.
Doğum Travması
Doğum Travması
Otto Rank
Otto Rank
Doğum Travması
Doğum TravmasıOtto Rank · Metis Yayınları · 2014188 okunma
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.