Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ders çıkarılacak nitelikte..
Abdullah b. Ca’fer, sıcak bir günde, Medine’de bir kabilenin hurmalığına inmişti. Burada dinlenirken, hurmalıkta çalışan köleye, yemek vakti üç parça ekmek geldiğini gördü. Adam ekmeklerden birini ağzına götürmek üzereydi ki birden önünde açlığı her halinden belli olan bir köpek belirdi. Köle elindeki ekmeği köpeğin önüne attı. Köpek ekmeği derhal yedi. Köle ekmeğin ikinci parçasını yemek için ağzına götüreceği sırada, köpeğin doymadığını fark etti ve o parçayı da ona attı. Köpek bunu da bir kerede kapıverdi ve yedi. Köle bunun üzerine üçüncü parçayı yemeğe hazırlanırken, köpek yine doymamıştı, böylece üçüncü parçayı da köpeğe verdi. Köle sonra kalkıp, aç bir şekilde yeniden işine dönmek üzereydi ki olup biteni uzaktan seyreden Abdullah b. Ca’fer, köleye yaklaşıp sordu: Ey -Falan! Bugünkü yiyeceğin ne kadardı? Köle sıkılarak cevap verdi: -Üç parça ekmek! -O halde neden kendine hiç ayırmadın? -Baktım ki hayvan çok aç. Onu o halde bırakmak istemedim. -Peki, sen ne yiyeceksin şimdi? Köle: “Oruç tutacağım.” Bunun üzerine, Abdullah b. Ca’fer, köleden sahibinin evinin nerede olduğunu sordu. Sonra da gidip adamdan bu hurmalığı içindeki köleyle birlikte satın aldı. Sonra döndü, köleye bu tarlayı ve kendisini sahibinden satın aldığını söyledi ve ekledi: “Seni azad ediyorum. Bu hurmalığı da sana hediye ediyorum.” İşte cömertlik, işte sehavet… Cömertliğiyle meşhur Abdullah b. Ca’fer, kendisinden daha cömert birini tanıyıp tanımadığı sorulduğunda, bu olayı anlatırdı. O’na: “Ama o köpeğe topu topu üç parça ekmek vermiş; sense ona koskoca bir hurmalığı ve hürriyetini vermişsin” dediklerinde, şu karşılığı verirdi: “Ama o elindeki her şeyi verdi; ben ise elimdekinin bir kısmını ancak verebildim.”
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.