Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

424 syf.
·
Puan vermedi
instagram:@kebikechatun
Merhaba kitapsever dostlar, sizleri bir Margaret ATWOOD kitabı olan "Antilop ve Flurya" ile başbaşa bırakacağım... Çok sevdiğim ve görüşlerine çok değer verdiğim bir öğretmenim yakın bir zamanda "Kitaplar hayatı takip eder." şeklinde bir cümle kurdu. Yazıma neden mi böyle başladım? Öncelikle Margaret Atwood’un distopya ve ütopya kavramlarını harmanlayarak oluşturduğu, kendi deyimiyle üstopik senaryosunda karşımıza; dünyada artık ahlaki değerlerin boyut değiştirmiş bir durumda olması, insanların iyi zaman geçirmek için gerçek idamlar, intiharlar, tecavüzler izlemeye başlaması, iklimlerin bozulması, yiyecek sıkıntısının genetik bilimini çok çok ileri düzeylere taşıması, öyle ki artık sadece yenmek için üretilen başsız, ayaksız tuhaf canlılar oluşturulmaya başlanması, dünyanın bu çaresiz haline inat, bir yandan da insanlar ölümsüzleşme çabası içinde, sürekli yaşlanmayı önleyen ilaçlar, tedaviler, operasyonlar vb. icat edilmesi çıkıyor. Bu arada bu  genetik biliminin çok ileri düzeye taşınması bana GDO tartışmalarıyla beraber "San Quentin Deneyleri, Örümcek Keçi Deneyi, Rochester Üniversitesi Fare Deneyi" gibi çalışmaları anımsattı. GDO tartışmalarının birkaç on yıl sonrası yani. Kurgunun başka bir noktası salgında salgın üzerine olması. Şöyleki hikâye, dünyada kalan -ya da öyle olduğunu sanan- tek insan Kar Adamı’nın yaşam mücadelesiyle başlıyor. Doğal kaynakların tükendiği ve büyük salgının ardından insan ırkının yok olduğu, geride biyolojik deneylerle uydurulmuş tuhaf genetiği bozuk hayvanların kol gezdiği bir yerde yaşıyor ana karakterimiz olan Kar Adamı. Ütopik bölüm salgın ve yeniden programlanmış ideal insan ırkı üretme kurgusunda gizli. Kar Adamı’nın geride kalan tek insan olduğu dünyada aslında Antilop’un Çocukları adını verdikleri, idealize edilmiş yeni bir insan ırkı yaşamakta. Fakat bu yeni insan ırkı da her nasıl oluyorsa yine yeniden insani dürtülerin izlerini göstermeye başlıyor. Yaşadığımız dünyada da benzer arayışların içinde oluşumuz, yiyecek kaynaklarına olan güvensizliğimiz, tükenen bitki ve hayvan ırkları, iklimlerin değişmesi vs. gibi gerçekler de bu senaryonun aslında çok da uzağında bir yerde olmadığımız gerçeğiyle yüzleştiriyor. Kitabın distopik bölümünde, Kar Adamı olarak anılan ana karakterimiz Jimmy ve karakterlerimiz Flurya’nın çocukluğunun geçtiği steril sitelerdeki yaşamda, kontrolden çıkan biyoteknolojik gelişmeler üzerinden ve Antilop’un ‘Avam Diyarı’ndaki travmatik anılarından yola çıkılarak tasvir ediliyor. Görece ütopik bölümse bu üç çocuğun büyüdüğünde bir parçası oldukları salgın ve yeniden programlanmış ideal insan ırkı üretme kurgusunda gizleniyor. Ayrıca Kitaptaki iki temel zaman çizgi ise, genetik laboratuvarlarının hemen yanında büyüyen Jimmy'nin çocukluğu ve Kar Adamı'nın saatsiz, tuhaf dünyası. Roman ilerledikçe bu iki zaman çizgisi birbirine yaklaşıyor, Jimmy'nin dünyasının nasıl değiştiğini görüyoruz. Bu kitap bana yaşamakta olduğumuz hayatı, gündemi bana hatırlatarak beni oldukça dehşete düşürdü diyebilirim... O zaman keyifli okumalar ..
Antilop ve Flurya
Antilop ve FluryaMargaret Atwood · Doğan Kitap · 2018301 okunma
·
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.