Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Manisa Günlükleri 2
Bir önceki yazıda Manisa'nın Türk hakimiyetine kadar giriş sürecinden bahsetmiştim. Bugün de Manisa'daki ikinci süreçten bahsetmeye çalışacağım. Tarihsel bilgilerin çoğunluğu Manisa Belediyesi'nin sitesinse mevcuttur. Malazgirt Meydan Muharebesinden önce birçok Türk beyinin maiyetindeki hareketli güçlerle Batı Anadolunun içlerine kadar akınlar yaptıkları, Malazgirt zaferinden sonra ise, Selçuklu otoritesi altında Anadolunun en ücra köşelerine kadar yayılıp şehir ve kasabaları ele geçirdikleri tarihçilerin genel kabulüdür. 1300 senelerine doğru, Batı Anadolu’da Bizans hâkimiyetinde olup müstahkem kale ve surlara sahip bulunan ve sırf bu sebeple Türkmen hücumlarına karşı koyabilen birkaç şehir kalmıştı ki, Manisa’da bunlardan birisidir. Türk hücumları karşısında çaresiz kalan Bizansın Katalanlardan yardım istediği, 6500 kişilik paralı bir kuvvetin Batı Anadolu’ya sevk edildiği, Katalan güçlerinin Bizans’ın umduğu başarıyı elde edemediği, şehrin muhafazası hususunda kale kumandanı ile Katalan kumandanının ihtilafa düştüğü, Katalanların kaleyi kuşattıkları, daha sonra anlaşarak kuşatmayı kaldırdıkları, Katalanların çekilmesinin ardından şehrin 1313 yılında Saruhan Bey tarafından fethedildiği bilinmektedir. Harzemşahlara mensup bir emirin torunu olması kuvvetle muhtemel olan Saruhan Bey, Manisa’yı başkent yapmış, topraklarını genişletmiş, donanma kurarak Yunanistan sahilleri ve Trakya kesimine seferler yapmış, çevresindeki beylik ve devletlerle ittifaklar kurmuş, donanma sayesinde elde ettiği ganimetlerle ekonomik durumu düzeltip cami, medrese, zaviye, tekke ve kütüphaneler yaptırarak Manisa’nın bir Türk İslam şehri kimliği kazanmasını sağlamıştır. Saruhan beyin bu başarısında Oğuz boylarından teşkil ettiği kuvvetlerin önemli rolü olmuştur. Bugün Manisa ili dahilinde bulunan Avşar, Karkın, Salur; Kılcanlar, Bayat, Çiğiller, Kınık, Alayuntlu, Çepni, Çavdır, Halkavlu gibi Oğuz boylarının adlarını taşıyan yerleşim birimleri en azından onbir Oğuz boyunun Manisa yöresindeki varlığının işareti olarak kabul edilmektedir. Saruhan Beyin 1346 yılında vefatı üzerine Beyliğin başına sırasıyla Fahreddin İlyas Bey, Muzaffereddin İshak Bey ve Orhan Bey geçmiştir. Orhan Beyin beyliği döneminde, Orhan Beyin kardeşi Hızırşah iktidar mücadelesine girişmiş ve iktidar Hızırşah’a geçmiştir. Yıldırım Beyazıt’ın Anadolu birliğini sağlamak amacıyla 1390 yılında giriştiği Batı Anadolu harekatı esnasında Saruhanoğlu Beyliğinin başında bulunan Hızırşah, Yıldırım’ı karşılayarak barış yoluyla Manisa’yı Osmanlılara teslim etmiş; şehre hâkim olan Yıldırım Bayezit ise şehrin doğu kesimlerinin yönetimini Hızırşah’a bırakıp, Manisa’yı da Karesi ile birleştirerek oğlu Ertuğrul’un idaresine vermiştir. Timur'un Anadolu'ya girip Yıldırım Bayezit’i Ankara Savasında mağlup etmesi üzerine, daha önce Timur'a sığınan Hızırşah'ın kardeşi Orhan Bey, Manisa'ya gelip bağımsızlık simgesi olarak 1403 yılında adına para bastırmıştır. Ancak Timur güçlerinin ayrılması üzerine tekrar Hızırsah'ın yönetimi ele geçirdiği, Osmanlı devletinin ikinci kurucusu olarak kabul edilen Çelebi Mehmet'in Anadolu birliğini sağlamak gayesiyle 1405-1406 yıllarında giriştiği Batı harekatı sırasında Beyliğinin başında bulunduğu ve Çelebi Mehmet'in Manisa’yı alması üzerine idam edildiği bilinmektedir. Buna göre Manisa 1405'den 1919 yılındaki Yunan işgaline kadar 514 yıl Osmanlı yönetiminde kalacaktır. O dönemden kalan bazı önemli eserler şunlardır: 1- Fetih Mescidi: 2023 yılından yeniden restore edildi. Saruhan Bey'in Manisa'daki ilk eseridir. Yanında çeşmesi de yapıldı. 1314 yılında inşa edilmiştir. 2- İlyas Bey Camii: 1317 de kale dışında yapılan ilk sivil mimari olduğu düşünülmektedir. Saruhan Bey'in oğlu İlyas Bey tarafından yapılmıştır. 3- Ulu Camii: 1366 yılında İlyas Bey'in oğlu İshak Çelebi zamanında yapılmıştır. 4- Mevlevihane: 1364 yılında İshak Çelebi tarafından yaptırılmıştır. Uzun yıllar boyunca Konya'dan sonraki en önemli merkez olmuştur.
·
307 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.