Gönderi

506 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Türkçeve çevriliyor!
“beni öldürüyor. onu sevmek beni öldürüyor ve korkuyorum çünkü gerçekten, bir ömür boyu kaç tane aşk yaşarsın? Bitmesine izin vermeden önce ona ne kadar şans verirsin?” Son zamanlar okuduğum en eğlenceli, kendi içine çeken kitaplardan oldu. Magnolia Parks bir seri ve hala devam ediyor. Şimdiye kadar 5 kitabı çıktı. Seri iki çiftden bahs ediyor 1ci kitap Magnolia ve BJ çiftinden bahs ediyor. İkinci kitap ise zaten ilk kitapdan tanıdığımız karakterler olan Christian ve Daisy`nin ilişkisini anlatıyor. Magnolia ve Daisy’nin kitapları aynı zaman süresinde geçiyor. Aslında Magnolia’nın hikayesine devam etmek için Daisy’nin kitaplarını okumak zorunda değilsiniz. Neredeyse bir-birinden bağımsız diye biliriz. Ama tabii okursanız seriden daha çok keyif alırsınız. Hatta 2ci kitap olan Daisy Haites ve hikayesi Magnolia`dan daha çok seviliyor okurlar arasında. Kitabın konusuna gelirsek, Gossip Girl dizisini bilmeyen var mıdır? Bu kitap eğer Gossip Girl Manhattan yüksek sosyetesinde değil de Londrada, ingiliz yüksek sosyetesinde olsaydı nasıl olurdu sorusuna cevap gibi yazılmış. Ben Gossip Girl’ü de bayılarak izlemiştim o yüzden kitabı beğenmeme şaşırmadım. Başka kitaplarda insanı rahatsız eden aldatma hikayesi burada nedense aynı dizide olduğu gibi okuru çok fazla rahatsız etmiyor. Ya da yazar bizi bu karakterlerin normalinin bu olduğuna çok çabuk inandırıyor. “Ve acaba bir daha başkasının yanında böyle hissedebilecek miyim diye merak ediyorum. Acaba BJ hiss edecek mi? Yoksa hayatta bir kez insanın başına gelen bir şey mi aşk? Bir ömür boyunca kaç kez aşık olma şansımız var?” Blair ve Chuck`I biliyorsanız, toksik ilişkinin tanımı olduklarını da biliyorsunuzdur. Bir birinin kaderi olduğuna inansalar da iki insan bir birine ne kadar zarar vere bilir? Çok. Bu sorunun cevabını hem dizide Blair ve Chuck`ın ilişkisinde görüyoruz hem de kitapda Magnolia ve BJ ilişkisinde. İki insan bir birine bu kadar aşıkken nasıl bu kadar zarar vere bilir? Sürekli bu soruyu soruyorsunuz kendinize okurken. Zaten karakterler de sürekli bu soruya cevap arıyorlar gibi. “ Onun arkadaşı olmak, olmamaktan daha kolaydı. Hayatımın büyük bir kısmı, hatta belki de tamamen kim olduğumun büyük bir kısmı ona ya da bize ait. Başıma gelen her harika şey, her büyülü, her acı verici, her güzel, muhteşem, sefil ve tanımlayıcı olan her şey onunla oldu. Ve bu yüzden ondan nefret ediyorum.” Çocukluk aşkıyla 20li yaşlara kadar sevgili olunca ortak bir sürü arkadaşınız oluyor. Hatta neredeyse bütün arkadaşlarınız ortak oluyor. İlişkiniz bittiği zaman ise bu arkadaşlıklar bir şekilde zarar görüyor. İki taraf bunu istemese de. İki taraf arkadaş kalmaya karar verse bile. Bu olayları Jessa çok gerçek anlatmış. O kadar tanıdık ki. Kitap çok sürükleyici, devamını merak ettiğiniz için karakterlere sinirlenseniz de okumadan duramıyorsunuz. Jessa Hastings karakterleri gerçek yapmayı başarmış. Çocukluk aşkı ve arkadaşlarından bir türlü kopamayan her kes kendinden bir şeyler bulacaktır. Ne kadar uçuk derecede zengin karakterlerden bahs eden bir roman olsa da, aşk ve arkadaşlıklar paradan bağımsız olarak her kes için aynı olduğu için her kes kendinden ya da çok tanıdık ilişkilerden bir şeyler bulacaktır sanırım. bir insan ömrü boyunca kaç kez aşık olur? İlk aşkın etkisi geçer mi? Bu soruları kendi içinde sorgulayan, bir birine hala çok aşık ama aynı zamanda bir birine zarar vermeden duramayan, iletişim problemi olan, konuşamayan iki insanı okuyoruz. Benim için kitabı bu kadar keyifli yapan bir diğer detay karakterlerin ingiliz olması, ingiliz sosyetesinden, Londradan bahs etmesiydi. Eğer kitabı ingilizce okursanız “british English slang”leri fark edeceksiniz. İngilizlerin kendilerine özgü mizahlarını çok seven biri olarak kitap benim için daha da eğlenceli hale geldi. Normalde bir aşk romanında sevmediğim her “trope” burada vardı. Aldatma, ikinci şans, şımarık bir kız, umursamaz bir erkek. Ama Jessa nasıl başardıysa bunlara rağmen, hatta bunlar sayesinde çok sevilesi bir roman ortaya çıkarmış. Sağlam bir konu arıyorsanız ya da toksik ilişkileri sevmiyorsanız, iletişim sorunu olan karakterleri okumaktan keyif almıyorsanız okumamanızı tavsiye ederim. Ama ben yukarıdakı gibi düşünen biri olarak bu kitaba düşük beklentilerle başlayıp bitirir bitirmez serinin diğer kitaplarını alırken buldum kendimi. Ayrıca kitabın sonunda öyle bir olay oluyor ki, arada Daisy`nin kitabını boş verip Magnolia`nın hikayesine devam etmemek için insan kendini zor tutuyor… “ Ve diğer insanlar için aşkın nasıl bir şey olduğunu merak ediyorum... Herkes için aşk, sözsüz alışverişler ve sizi iliklerinize kadar acıtıp, mahv eden milyonlarca anıdan mı ibaret?”
Magnolia Parks
Magnolia ParksJessa Hastings · Also Industries · 202133 okunma
·
326 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.