Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

76 syf.
7/10 puan verdi
Eskimiş Bir Tragedya
Günümüzde böyle eserleri yorumlamak özellikle ben ve benim gibi kişiler için gerçekten zor. Elbette her eseri zamanına göre değerlendirmek gelir ancak bu tür eserler günümüzde çocuk kitaplarına kadar inebilecek seviyeye gelmişken iyi bilgi sahibi olduğumu söyleyemeceğim antik yunan zamanı için elbette çok değerli, bunun farkındayım. Bu da tam olarak yorumlama yapmamı engelliyor ve eseri değerlendirirken zorlanmama sebep oluyor. Lanet çok hoşuma giden bir hikaye konusudur. Durdurulamaz bir kötülük. Lanet öyle bir şeydir ki ister zamanı, ister mekanı değiştir, lanetten kurtulamazsın. Olayı budur biraz da. Sen nereye gidersen git lanet seni bulur. Çağlar boyunca anlatılan “lanet” temalı eserlerde belki de hikayelerin ana odakları insanların bu lanetlerle nasıl baş edeceklerinden çok bu lanetlerden kaçmaya çalışırken nasıl lanetlere tekrar yakalandıkları olmuştur. Kral Oedipus da böyle bir eserdi temel olarak. Bu eser ise ilk hikayeden sonra çok daha insani bir seviyeye inmiş, lanetten doğrudan değil de dolaylı olarak etkilenen insanların hikayesini anlatmayı tercih etmiş. Eser bizi bir ahlaki ikilemde bırakıyor. Özet geçecek olursak Oedipus’un evlatları birer seneyle tahta geçme konusunda anlaşıyorlar. Ancak Eteokles bu anlaşmada bir bozuşma yapıyor ve tahtı vermiyor. Bunun üzerine Polynikes uzak diyarlara gidip güçlenip Thebai’ye savaş açıyor. Bu çarpışmada ölen iki kardeşten Eteokles bir kahraman gibi ölüme uğurlanırken Polynikes’in cesedi ise kurda kuşa yem ediliyor yeni hükümdar Kreon tarafından. Bunun üzerine abilerinden birinin bu kadar büyük bir saygısızlığa uğramasına müsaade etmek istemeyen Antigone’ın hikayesini okuyoruz bu eserde. Eser kısa olmasına rağmen birden çok konuya değinebiliyor. İlk başta Polynikes ve Eteokles’in arasında yaşananlar bile insanı bir ikileme sokabilir aslında. Her ne kadar Polynikes’in hikayesini daha derin bir şekilde okuyamasak da hakkı olan tahtı almadığı zaman haklı konumda iken memleketine savaş açarak haklılık spektrumunda (?) haksıza ilerlediğini görmek mümkün. Tam bu noktada işaret etmek gerekir ki şu an yaşlılardan duyduğumuz ve sıkıcı bulduğumuz şeyler o zamanlar çok önemli. Ölülerin kurda kuşa yem olacak şekilde bırakılması akıl almayacak bir saygısızılık. Aynı şekilde haklı olduğunu düşünse, memleketinde hain ilan edilse dahi kendi yaşadığı yere saldırmak da çok önemli bir ayıp. Kreon bunu çok düşünmüş olacak ki Polynikes’i doğrudan hain ilan ediyor ve gömülmesini istemiyor. Eğer buraya kadar siz de bu iki kardeşten hangisinin hain olduğuna karar verebilirseniz siz de o zaman Kreon gibi seçim yapabilirsiniz. Ancak Polynikes’in kız kardeşi olan Antigone abisine böyle bir saygısızlık yapılmasına izin vermeyerek Kreon’a karşı koyuyor. Burada sağduyu ve yasaların kapışmasını izlemek mümkün. Her ne kadar o zamanlar yasalar olmasa da bir iktidara karşı halkın temsil ettiği sağduyuyu görebiliyoruz. Antigone, abisinin haklılığı konusunda ne düşünüyoruz bilmiyoruz ancak bellki de haklı olduğunu düşündüğü için, belki de abisi olduğu için Polynikes’in öyle bir şekilde bırakılmasına izin vermiyor. Burada bir kadının krala karşı koyuşunu, ve bu karşı koyuşu aynı zamanda eyleme geçirmesi gözlemlenebilecek önemli bir olay çünkü uzmanı olmasam da o zamanlar kadınlar ikinci sınıf insanlar var böyle şeyler yapabilmeleri insanın aklına sığmıyor gerçekten. Bu bakımdan çok ilerici bir düşünüş var romanda. Bundan sonrasında ise tragedya ögelerini görmek mümkün. Bilmiyorum bu oyun zamanında insanları ne kadar arada bıraktı ama yaşadığımız dünyada Antigone’u haklı görmeyecek çok az insan vardır diye düşünüyorum. Kitap, bir çok meseleye güzel bir bakış açısından değiniyor. Üstelik zamanı için de yenilikçi. Açıkçası kitabın biraz daha uzun ve hikaye şeklinde olmasını isteyebilirdim. Ancak kitap belki de zamana dayanamayıp önemli ahlaki ikileminin zorluğunu kaybettiği için kesinlikle etkisini yitirmiş diyebilirim. Elbette hala okunması gereken güzel bir kitap, belki oyun olarak bile izlenebilir ancak o zamanki halinde değil. Yine de insanı sorgulamaya itiyor. Kitabı bir oyun hatta bir tragedya olarak yorumlayabilmek isterdim ancak ne tragedya bilgim var, ne de oyun. Böyle metinleri okumak elbette ki akan yazıyı okumaktan daha sıkıcı ancak hayal gücünüzü kullanarak kendi oyununuzu da yapabilmek mümkün. Ben her ne kadar öyle yapsam da yanımda arkadaşlarımla bir şenlik gecesinde izleyeceğim bir oyun kadar etkili değil maalesef. Bu sebeplerden ötürü kitabın biçimi hakkında çok yorum yapamıyorum. Herkesin okuması gereken bir kitap. Kısa da zaten, kötüyse bile en fazla ne kadar vaktinizi çalabilir ki? Bir şans verin ancak öncesinde de Kral Oedipus’u okumayı unutmayın diyorum.
Antigone
AntigoneSophokles · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20224,749 okunma
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.