Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

“Nebi’nin döneminde din adamları sınıfı yoktu. Bu sınıf Emevilerle birlikte oluşmaya başladı. Emevi saltanatı ideolojisi ile imamet mitolojisinin oluşturduğu din adamları sınıfı; varlığına gereklilik ve meşruluk kazandırmak için çoğunlukla uydurdukları hadislerden kısmen de Kur’an‘dan yararlandı. Özellikle kimi ayetlerde yer alan alim ve ilim sözcüklerini çıkarları doğrultusunda anlamlar verdiler. Emevi saltanatının sağladığı imkanlarla ayrıcalık sahibi oldular. İktidarın sunduğu nimetlerin hatırına din zulme dayanak yapıldı. Adı engizisyon olmasa da içerik olarak tam bir engizisyon mantığı ile düşünce ve inanç özgürlüğü büyük bir baskı altına alındı. Din, iktidarın hizmetine sunuldu. Ne yazık ki bu süreç 14 asırdır kesintisiz devam etmektedir. Bu engizisyon zihniyetine göre Allah, anlaşılması mümkün olmayan bir din göndermiş. Öylesine zor bindiğin göndermiş ki Türkiye özelinde bile bu zorlu aşmak için 200.000’den fazla din görevlisi, milyonlarca imam hatip ve ilahiyat fakültesi mezunu, binlerce akademisyen, on binlerce medrese hocası ve bunlara ait 100 binlerce yazılı Metin’de bu engeli aşmaya çalışıyorlar! Gerçek değilse olan şudur: bunların çabalarının sonucu, Kur’an‘ın anlaşılmasını engellemektir. Bu durumda dini bir kazanç kapısına çevirmektedir. Kuranın tek başına da anlaşılabileceği kabulü gerçekleştiği gün, zülmü besleyen din yok olacak; din, bu ayrıcalıklı din adamları sınıfının geçim kaynağı, kazanç kapısı olmaktan çıkacaktır. Kuran, onlar olmadan da anlaşılabilir söylemi onlar için en tehlikeli söylemdir. Zira tekerlerinde olan din dini kaptırmak istemiyorlar. Oysaki kazanç kapısı olması dini zulme dönüştürür. Geleneğin Kur’an‘da buluşma çabasında onları sapkınlıkla suçlanmasının gerçek nedeni budur.“
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.