Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

58 syf.
9/10 puan verdi
·
13 saatte okudu
Her katilin bir hikayesi vardır. O hikaye ki size insanı anlatır!
Bir şarkı vardır bilir misiniz: “Lale Devri çocuklarıyız biz, zamanımız geçmiş…” Devrini bilmem de lale diyarı çocuklarıyız hepimiz. Bir kültürdü bizde çiçek yetiştirmek, sokaklar çiçek kokularıyla dolardı. Sonra yavaş yavaş sokaklardan çiçekçi dükkanlarına çekildi çiçekler. “Sonra anlarsınız… Çiçekler küçük, kapalı dükkanlara sıkışmıştır.” Şimdi en büyük övüncümüz balkonlarımızda yetiştirdiğimiz çiçekler. Adını sanını bilmeden… Ne zaman sokak çiçekçisi görsem mutlu olurum bu yüzden, bahçelere olmasa da sokaklara inmiş çiçekler diye düşünürüm. Kim bilir belki biraz da çocukluğumun Cennet Mahallesi’ni getirir aklıma. Her çiçekçinin ayrı bir hikayesi var, tıpkı her katilin ve maktulün olduğu gibi! Yalnızca çiçekler mi düşer sokaklara? Hayatın mağlup ettiği insanların yeri de değil mi sokaklar? “Sosyal nedeni ne olursa olsun, sokağa düşen kadınlar, sokağa düşen bir çiçek gibi onu hep hüzünlendirmişti. Aklına bir şiir düştü.” Orada dur işte! Bir polisiye eserde şiirin işi ne! Batının duygusuz, hissiz edebiyatı değil miydi polisiye!
Ahmet Ümit
Ahmet Ümit
’i ve oluşturduğu kahramanları hep çok sevdim bu yüzden. Alışılagelmiş durumları yıktığı ve kahramanlarını bizden biri olarak seçtiği için! Öyle böyle şairlerin şiirleri değil üstelik
Ümit Yaşar Oğuzcan
Ümit Yaşar Oğuzcan
,
Tevfik Fikret
Tevfik Fikret
… “Solar güneş ışığı çiçekli basmalarda Boyanır efkarlı yüzler ağır ağır Kalçaları çürük içinde kötü kadınlar Unutulmuş türküler söyler hafiften Basık tavanlı odalar aydınlanır Abanoz Sokağı’nda akşam olmaktadır.” Üstelik seçilen şiirler kahraman psikolojisine ve eserin durumuna öyle uygun ki, ruhsal bir tamamlama adeta: “Aklına Tevfik Fikret’in karamsar şiiri Sis düştü.” “Ey köhne Bizans, ey koca fertût-i musahhir, Ey bin kocadan artakalan bîve-yi bakir…” Bir Başkomiser Nevzat eseri
Başkomser Nevzat: Çiçekçinin Ölümü
Başkomser Nevzat: Çiçekçinin Ölümü
Başkomiser Nevzat’ı, Ali’yi, Evgenia’yı tanımayanlar için biraz yalın gelebilir ama Nevzat’ın ruh halini, Ali’nin yetiştiği ortamı bilenler için oldukça kendine çeken bir eser diye düşünüyorum. Üstelik eserin çizimleri de bu konuda oldukça başarılı bir isim olan rahmetli İsmail Gülgeç tarafından yapılmış. Birçok yerde karikatürlerden kalanı zihnimde tamamlayarak bir Ahmet Ümit romanı okuyor gibi hissettim kendimi. Zaten olay ve içinde geçen birçok cümle yine onun eserlerinden alınmıştı: Çıplak Ayaklıydı Gece, Beyoğlu Rapsodisi… Suç neydi? Kimler suçlu sayılırdı hayatta? Hayat adil miydi yoksa bir şairin dediği gibi yalnızca ölüm müydü adil olan? “Suçlu değildi ama suçun kıyısında dolaşıyordu. Toplum onu ittikçe yaşam alanı daralıyor, hayatın kenarında yaşamaya çalışıyordu.” Ne çok insan var değil mi böyle? Kaybettikçe kaybeden, hayatın kıyısına kadar itilen, suça mahkum edilip suçluluğu nedeniyle bir kez daha mahkum edilen. Hep suça odaklanıyoruz hayatta, olaylara bakışımız hep tek yönlü. Ama Ahmet Ümit suça ve suçluya odaklanırken onu işlerkenki ruh halini de okura
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
'nin Raskolnikov’unu anlatır gibi sunuyor. Suçu, suçluyu, işleme nedenini ve hatta onu araştıran polisin dahi ruh halini görebiliyoruz. Hayata hep böyle bakılsa yalnızca suçlular değil suçlar da ortadan kalkardı belki de, kim bilir… “Çiçeksiz İstanbul, artık bir de Parlak Celile’sizdi… Başkomiser Nevzat Abanoz’un dar sokaklarında ilerlerken, kendini yine yalnız, yine çaresiz hissediyordu.” Verdiği duygu bana geçti. Öyle geçti ki gün içinde bu eseri yaşayacağım. Abanoz’da gezecek, sokak sokak Başkomiseri arayacağım. Hatta kullansaydım ve aylardan Ramazan olmasaydı üzerine bir sigara yakardım. Ben yakmıyorum, siz de yakmayın. Kamu spotu: İnsanlar kadar olmasa da sigara da sağlığa zararlıdır!
Başkomser Nevzat: Çiçekçinin Ölümü
Başkomser Nevzat: Çiçekçinin ÖlümüAhmet Ümit · Doğan Kitap · 2005671 okunma
·
505 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.