Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kaçak yaşama yergisi/ Turgut Uyar
günlerden o gün alıp başımı evin yolunu şaşıracağım taze ekmeğim eski kanlarım benim ellerim şaşıracak ya da tek başına acıkacaksın sen tek başına gözlerin hiç umurumda değil ya şundan şundan şundan korkuyorum kim uydurdu bu haziranı bu temmuzları bu yaşamaları gizli kapaklı bu yulafları oğlakları bardakları bu bütün puştlukları bu şarkıları hiç umurumda değil yoksa yalnızlıklar, bozuk paralar, uzun boylu ayışıkları, gelip gelip giden sarhoşluklar, sabahleyin yalnız yatakta az az üşümek, hani insanın kendi kendini bulamadığı, hatırlayamadığı saatler olur ya, işte onlar. bir keresinde böyle saatlerin birinde bir şarkı duymuştum da işimi gücümü koyup sokak sokak bir kadın aramaya çıkmıştım. sonra bulamamıştım. bir iğrenmiştim nedense, gidip bir köşede kusmuştum. akşamları eve hep arka sokaklardan dönüyorum pencerelere bakmıyorum dükkanların mostralarına bakmıyorum kadınların eteklerine bakmıyorum hiç sağıma soluma bir baksam biliyorum sapıtmak işten değil bir baksam ertesi gün kimbilir nerelerde olurum uzak şarkıları dinliyorum sıkı sıkı aşık oluyorum iyi niyetle merhaba ağaçlar evler bildik bulutlar öğrenciler memur kişiler bana benzeyenler ben kaçmaya çabalıyorum hoşnut muyum siz kaçtığınız yerde hoşnut musunuz konuşup gülüşüyoruz umumhaneye nasıl gittiklerimizi anlatıyoruz hiç yanıma yöreme bakmıyorum ille şeytan minarelerini düşünüyorum büyük pullu deniz dibi balıklarını kadınlar adamlar şehri uğultularla dolduran namussuz kalabalık yorgun kalabalık iyi kalabalık alaycı düzenbaz kalabalık bir karışsam içlerine bir uysam biraz gülmesem ertesi gün kimbilir nasıl yaşarım. bir çalıştığım oda var üç pencereli, bir arka yol, bir gökyüzü, göre göre önceleri sevdiğim sonra alıştığım, sonra ezberle- diğim artık kurtulduğum ağır aksak gökyüzü, her gün her sabah bir şu kadar kuşun, adamın, uçağın, yağmurun yu- nup arındığı gökyüzü, bir de geceye karışmaya başlayan tek tük ışıklı, ama nasıl sıcak ışıklı tanıdık evler, zekeriya bey’in evi, süheyla doğrusöz’ün evi, ali özaçar’ın bakkal dükkanı, temiziş kolacısı süleyman, sonra kendi evim, ya- tağım, yorganım, çorbalar gidiyorum geliyorum dünyayı bu kadarcık belliyorum halbuki ben ne hinoğlu hinim aslında, iyice biliyorum, açlıklar, inadına kanlar, çıngıraklar, dövüşken horozlar var, orman- larda zaman zaman unuttuğumuz haydutlar, enginar tar- laları, pamuk tarlaları, ırgatlar, sekiz yüz kadem derinli- ğinde kömür arayanlar, zorlu aşklar, buğdaylar buğdaylar, ilaçlar ilaçlar halbuki biliyorum biliyorum ama ne ben yokum ne onlar eksik akşamları hep arka sokaklardan dönüyorum biraz bıkkın bir parça kırık korkunç umutsuz ve sakin eve geliyorum seni buluyorum bir seviniyorum bir kızıyorum sonra biliyorsun
·
68 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.