Gönderi

Güçlü eliyle ayak bileğimden yakalayıp beni kendine doğru çekmeye başladığında, faydası olmadığını bildiğim halde yere tutunmaya başladım. Bunu benden güçlü olduğu için değil, ger- çekte ne istediğimi bildiği için yapıyordu. Ona boyun eğmek is- tediğimi gayet iyi biliyordu. Yerde beni altına aldı. İki elimi tek eliyle başımın üzerinde kıstırmış bir halde tutuyordu. Kulağıma, "Tanrım, beni delirti- yorsun. Beni bu şekilde delirttiğinde seni ne kadar çok istediğimi bilemezsin." Üzerimi tüm vücuduyla bir örtü gibi sardı ve ateşli dudak- larını dudaklarıma bastırdı. Öpüşü çok tutkulu, duygu dolu ve hükmeden bir biçimdeydi. Başta ona direnerek başımı çevirme- ye başladım ama acımasızdı ve bu olağandışı hali beni etkisiz hale getiriyordu. Aklım vücudumun ve kalbimin etkisi altına girmiş bir hal- de ona, dudaklarına, güçlü elleriyle kaya kadar sert aletine teslim olmuştu. Elbisemin altına ulaştı ve ince külotumu çe- kiştirerek orta parmağını içime soktu. Neye ihtiyacım oldu- ğunu önceden anlamasıysa bile şimdi anladığı açıktı. Islaktım ve onun için şişmeye başlamıştım. Bunu fark ettiğinde mut- lulukla inledi. "Bu çılgın olmadığım anlamına gelmez," dediğimde bu son itirazım olmuştu çünkü o anda parmağının yerini aleti alıverdi. Duyduğum aşırı zevk ve içimi tek bir hamlede tümüyle dol- durmuş olması nedeniyle zevkle bağırmama rağmen bu bile yet- miyor gibi hissediyordum. Hareketine, bastırmasına, beni becermesine ihtiyacım vardı. "Güzel," dedi ve daha derine ilerledi ama bu da acılarımı din- dirmek için yeterli değildi. "O zaman çılgın ol ve öfkemi al. Duy- gularımı sana vermeyi planlıyorum."
Sayfa 255
·
1 artı 1'leme
·
83 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.