Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

“Hayır. Burayı geçen sene satın aldım. Gia...” Orada dururken düğmeleri açık ve aralanmış gömleği altın rengi gövdesini sergiliyordu. Bedeni öyle güzel bir şekilde sert ve biçimliydi ki koyu renk gözleri öyle sıcak ve acı çekmiş bakıyordu ki... Elini tutup onu mutfaktan çıkardım. Damarlarımda tıngırdayan beklentiye daha karanlık bir şey eşlik ediyordu. Ve daha günahkâr. Erkekliğinin kadife başım ağzıma alırken Jax’in eli çarşafları kavrıyor, karın kasları geriliyordu. Sert ve kalındı, öyle uyarılmıştı ki tepesinden akan meni dilimi kaplıyordu. Kökünden avuçlayarak onu ellerim ve ağzımla sağarken ağzından dökülen inlemelerin tadını çıkardım. “Tanrım,” dedi kalın, nabız gibi atan damarını boydan boya yalarken. Aralık dudaklarımı yan tarafında yukarı aşağı dolaştırarak, ona sataşarak, eşikte tutarak onu dönüşü olmayan noktaya sürükledim. “Oyun oynama, Gia,” diye homurdandı. “Em veya becer. Boşalmamı sağla.” Gülümsedim, bakışlarım karnının alt kısmını boydan boya geçen gergin kas şeridinde oyalanıyordu. Terden parlıyordu, muhteşem yüzü kızarmıştı ve gözleri ışıldıyordu. Onu ağzımla sardım ve boğazımın gerisine kadar alarak emdim, bu sırada gözü üzerimdeydi. “işte bu,” dedi boğuk bir sesle, başını yastığa bastırırken boynu kavisleniyordu. “Tanrım, bu çok iyi. Ağzın...” O anda ona sahiptim. Jackson Rutledge benimdi.Parmaklarım saçlarımın arasına itti, nemli köklerin üzerinden kaydırarak saç tutamlarını yüzümden çekti. “Ah, Gia. Beni öyle emmeye devam et, bebeğim.” Dilimle nabız gibi attığını hissediyordum, onun tadı ve arzu beni kendimden geçiriyordu. Bunu seviyordum. Ona bedenini titretecek derecede zevk vermeyi seviyordum. “Senin için çok fena geleceğim...” diye inledi. Kendimi ondan ayırarak oturduğum yerde doğruldum, ardından yatağın ucuna kaydım. “Gia.” Ağırlaşmış gözkapaklarmm ardından bana bakı­ yordu. “Lanet olsun. Bitir şunu.” “Bir şey uğruna çalışırken... tam heyecan kendini gösterdiğinde ve neredeyse o hedefi tadabilecekken... bu durumda birinin onu senden alması, pek yazık, öyle değil mi?” Hırıldayarak doğruldu. “Buraya geri gel.” Gülümsedim ve yerdeki gömleğini kaptım. “Bence, önce biraz sakinleşmelisin.” “Bence, önce o güzel poponu bu yatağa geri getirmelisin.” Jax ayağa kalktı. Tüm o sert, dalgalanan kasları ve altın rengi teniyle bu fazlasıyla heyecan verici bir rüyanın hayat bulması gibiydi. Kalın ve uzun erkekliği yukarı kıvrılmıştı ve öyle sertti ki Jax bana doğru yürürken neredeyse hareket etmiyordu. Bedeni son derece kusursuz bir şekilde orantılı, son derece küstahça erkeksiydi. Yatağa atlayıp beni sertçe becermesine direnmem oldukça zordu. Bana uzandığında boğazımda bir kahkahayla hızla yana kaçtım. Kapı zili çaldı.Jax umursamadı. Azimli bir kararlılıkla, sinsice beni izliyordu. Uzağa sıçrayarak kollarımı gömleğine sokmak için çabaladım. Kumaş Jax gibi kokuyordu. Bundan çok hoşlandım. “Kapıya bakmalısın,” dedim ona. “Gia,” dedi kısık, uyaran bir sesle. “Seni becerirken rahat etmek istiyorsan, yatağa gitsen iyi edersin. Yoksa en yakın düz yüzeyde sana sahip olacağım.” Ben erişemeyeceği bir yere fırlarken kapı tekrar çaldı. “Kapıda biri var!” “Bekleyebilir.” Aletini avuçlayarak okşadı. “Bu bekleyemez.” Basketbol sahalarında mükemmelleştirdiğini hamleleri kullanarak önce sağa ardından sola koşacakmış gibi yaptım. Çıplak bir şekilde beni kovalarken hâlâ hem cezbedici hem de heybetli görünmesi beni büyüledi. Karın kasları terden parlı­ yordu; bakışları canlı ve ateşliydi, bedenindeki kaslar gergindi. Yatak odası kapısının eşiğini geçemeden beni yakaladı. Kollarını çelik kadar sağlam bir şekilde adeta üzerimde kilitledi, yükselip alçalan göğsünü sırtımda hissediyordum. “Jax...” “Gerçekten istemiyorsan söyle,” diye kabaca soludu. ‘Yoksa sana sahip olmam gerekiyor, bebeğim.” Sesindeki çaresizlik aklımı çeldi, bende pes etme isteği uyandırdı. Jax tarafından arzulanmak hayatımdaki en önemli mutluluklardan biriydi.
Sayfa 136
1 artı 1'leme
·
71 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.