Gönderi

öldü parmaklarımın arasına bıraktığı boşluk saatlerdir delirmek için susuyor onun için dua etmiyorum yas tutmuyorum o mevsimsiz çiçeklerden de gönderecek değilim hepsinin yerine ve geride kalan hiçbir şey için domuz gibi içiyorum köpek gibi içiyorum bana yetmiyor gidip henüz yeryüzünde varolmayan varlıklar gibi de içiyorum ve böylece senin için üzüldüğüm tüm Tanrıları hızla geriye alıyorum bana dokunma, Jelardis unut git, kendi gölgeni bile benim olmadığım bir kainatta yaşa seninle anlaşalım bir gün olunca duyarsın Vera Cruz yakındanlarından geçen bir gemiden kendimi denize atacağım artık kadınları Tanrı’ya hatırlatan dinlere dünyayı kadınlara unutturan aşklara hiç inanmıyorum geride kaldım ama gittim mi Santa Marialı fahişelere? yemin ederim ki hayır! kanayan yaralar para karşılığında sevişerek kapanabilseydi dünyanın herhangi bir kerhanesindeki herhangi bir fahişe şimdiye kadar ölümsüzlüğü icat ederdi hadi geride kaldım şaşkınlıklar gereği öldüm diyelim o yağmur da öldü gittiğin yerde gözlerini dinleyebilirler mi? sesine kim bakar? kalbine kim su verir? tek başına kazanacağından emin misin? tek başıma kaybedeceğimden emin misin? ve sana yalnızca düşmek için sarılan benden daha cahil başka bir çocuk bulabilecek misin? geride kaldım ve o yağmur bu şehri hiç görmeden öldü seni hala sevdiğim de doğru sevmediğim de doğru memelerini emmenin tüberkülozuna tutulduğum günler çocukluğumu çoktan geçti şimdi ne zaman hatırlasam genelde vokta içmişim çok sarhoşum hiç açmıyorum telefonu öldü jan ender can
·
59 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.