Bir kadın boşandığında, etrafında dolaşan erkeklerin motivasyonları çeşitlilik gösterebilir. Kimi, onun acısını dindirmeye çalışırken, kimi sadece kendi çıkarları doğrultusunda hareket eder. Ancak, bu ilişkilerin her zaman yüzeysel olmadığını söylemek gerekir. Boşanmış bir kadınla ilgilenen erkekler, onun geçmişini anlamak, duygularını paylaşmak veya sadece bir arkadaşlık kurmak isteyebilirler.
Bu ilişki dinamiği, bazen kadının duygusal iyileşme sürecine katkıda bulunabilirken, bazen de daha fazla karmaşık duygulara neden olabilir. Boşanmış bir kadın, geçmişte yaşadığı travmaları işlemeye çalışırken, etrafındaki erkeklerle olan ilişkisi de bu süreci etkileyebilir. Bu nedenle, her iki tarafın da iletişim kurması, duygularını açıkça ifade etmesi ve birbirlerinin sınırlarına saygı göstermesi önemlidir.
Berrin de on üç senelik evliliğini bitirip yeniden kendi ayakları üzerinde durmak ve kendine yeni bir düzen kurma çabasındayken bir kitap kafe açmaya karar verir. Güçlü kadındır Berrin çok da güzeldir üstelik. O yüzden etrafından erkek eksik olmaz. Berrin’in en yakın arkadaşları Leyla ve Türkan. Türkan oldukla flörtöz ve günü birlik ilişkileri ile ön planda olan bir kadın, Leyla ise çoktan batmış olan evlilik sandalını ite kaka yüzdürmeye çalışan başka bir kadın profili. Berrin’in kafesi açılışa günler kala kundaklanınca buna sebep olan kişi ya da kişiler kadın başına bu işlere kalkışmaktan vazgeçirebileceklerini düşündüler belki ama sizce aklına kendi sarayını inşa etmeyi koyan bir kadını böyle bir sinek yolundan döndürebilir mi? Bu kitabı okumalısın onu şu aşamada söyleyelim ama en çok da Şahane Abla ile tanışmak için okunmalısın onu da hemen altını çizerek belirteyim. Çünkü gerçekten şahane bir kadın adı gibi. Herkesin hayatına bir tane lazım desem doğrudur. Bu üç kadının yaşadıkları üzerinden kurgulanan #yarızamanlıyalnız nefis bir roman. Olan biteni heyecanla, eğlenerek, hüzünlenerek, ağlayarak ve gurur duyarak okuyacaksınız zaten. Ben biraz bu kitabın yazım üslubundan bahsetmek istiyorum size çünkü inanılmaz etkilendim yazar Bünyamin Kapıcıoğlu’nun 
Bünyamin Kapıcıoğlu kaleminden. E dokuz yaşından beri yazıyormuş adam bu kadar ustalaşmasın da ne yapsın. Yakın zamanda kaybettiğimiz değerli üstada mario Levi’nin öğrencisi olma şansını da yakalamış ki buna inanılmaz özendim. Kitabın başında öyle ustaca yapmış ki mevzuya girişi bir anda hiç anlamadan hikaye seriliveriyor okurunun önüne. Sonra yine iki kişi konuşurken bir bakıyoruz bi dolu şey vermiş bize. Anlamadan su gibi okuyor müthiş keyif alıyor ve bitecek diye de üzülüyorsunuz baya baya. Ha bi de şu var bu kitap bittikten sonra bir pankek tavası sizin için asla sadece bir pankek tavası olmayacak. Neden mi? Bunu Berrin’in kendisinden öğrenmek için bu kitabı mutlaka okuyun. Sağlıkla ve kitapla kalın.
·
219 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.