Hayatımı Çalan Kadın
Şu sıralar aradığım, kafamı dağıtacak,hayatıma renk katacak konusu olan bir kitaptı.Önce ismi dikkatimi çekti sonra arka kapak yazısı.Yazarın kalemiyle hiç tanışmamış,satır aralarında hiç dolaşmamıştım.600 sayfa beni ürkütmüs olsada biraz çekimser bir tavırla aldım kitabı.Okurken o kadar eğlendim ki 600 sayfayı yedim bitirdim.Kitapta en çok sevdiğim 11 ay hastanenin yoğun bakımında yatan birisinin umudunu kaybetmeden çektiği acıları,yaşadığı deneyimleri muzip bir dille anlatmasıydı.Klasik,hastalıkla savaşan, umutsuz bildiğimiz hasta profilinin tam tersi.
Stella Sweeney,tekdüze bir hayat süren,evli, iki çocuklu,kardesiyle kuaför işleten (her ne kadar bu iste usta olmasada) bir kadın.Kocası Ryan ise bencil,mutsuz,beceriksiz,düşünmeden hareket eden bir aile babası.
Hikayemiz, Stella'nın yardımcı olmak adına trafikte yol verdigi Bay Range Rover'a (kaş yapayım derken göz çıkartmak oldu bu)çarpıp kaza yapmasıyla başlıyor.
Kazadan sonra bir daha Bay Range Rover'i görmüyor.Ta ki birgün sadece göz kapaklarını oynatabilene kadar.Dünyada pek rastlanılmayan bir hastalığa yakalanıyor (Guillane-Barre Sendromu) ve vücudunda ki tüm kaslar tamamen işlevini kaybediyor.Bingooo!Ona yardım edebilecek kişi ise Nöroloğu Mannix Taylor namı diğer Bay Range Rover.Böylece aşk hikayemiz başlıyor.Okurken saçımı başımı yoluyorum,hayır olamaz diye çırpınıyorum.Kahkahalarla gülerken birden hüzün 
Marian Keyes denizinde boğuluyorum.Gerisini varın siz düşünün...
️Mannix gerçekten Stella'nın ellerinin arasından kayıp gittimi?
️Stella hayatına kaldığı yerden devam edebilecek mi?
️Gelen o kargoda ne vardi ve kim göndermişti?
️Kitabı beklediği ilgiyi görmüş müydü?
Merak edenler haydi satır aralarına
+18 e dikkat edelim lütfen
Diğer kitaplara bloğumdan ulaşabilirsiniz.
Marian Keyes Keyifli Okumalar
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.