Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hayvanlarda zina ne bir biyolojik tehlike, ne de kötülük eğilimi konusu oluşturur, birini diğerine karşı koruyacak engeller koymanın yararı da yoktur; insan toplumlarında ise aksine, zinaya karşı en katı engeller, en güçlü yasaklar konulur. Bu olaya, ilkel yasama uygulamasını bir ilke gibi ileri süren bir varsayımın yardımıyla ya da aynı ailenin üyeleri arasında cinsel yaklaşıma özel iğrenme duyarak değil, kültüre bağlı iki olgunun sonucu sayarak açıklık kazandırmak gerektiğine inanıyoruz. Birincisi, ailenin kuruluşunun borçlu olduğu düzeneklerin kendisi bile, zina eğilimlerini doğuracçık niteliktedirler. İkincisi, böyle kurulan bir insan ailesinde zina, aile için ciddi bir tehlike kaynağı oluşturur. Bu iki noktadan birincisi üzerine Freud ile uyum halindeyiz; aynı aile üyeleri arasında cinsel yaklaşıma karşı güdüsel bir iğrenmenin olduğunu söyleyen Westermarck'ın iyi bilinen kuramıyla aynı görüşte değiliz. Bununla birlikte zina eğilimini, kültürün bir ürünü olduğunu kabul ederken, psikanalizin yaptığı gibi, çocuğun anasına bağlılığında, salt cinsel bir bağlılığı görecek kadar öteye gidecek değiliz. Oysa Cinselliğin Kuramı üzerine Üç Tez'de Freud'ün ortaya koymaya çalıştığı budur. Yazar bu yapıtında, ana ile çocuk arasındaki ilişkilerin, özellikle süt emme nedeniyle, her şeyden önce cinsel nitelikte olduğunu göstermeye çalışıyor. Başka türlü söyleyecek olursak, buradan çıkacak sonuca göre, erkeğin ilk cinsel isteği, her zaman ve zorunlu olarak zina niteliğindedir. Psikanalizin deyimlerinden birini kullanacak olursak «Libido'nun saptanması" , tüm yaşam boyunca direnir ve bastırılması gereken sürekli bir zina eğiliminin kaynağını oluşturur, bu durumda, Ödip kompleksinin kurucu iki öğesinden birisidir.
Sayfa 174
·
253 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.