Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Mustafa Kemal Anlatıyor
"Ben 1. Dünya Harbi'nin müttefiklerimiz için iyi netice vereceğine itimat etmiyordum. Fakat emrivakiden sonra bulunduğum cephelerde harbi başarıya ulaştırmaya çalıştım… Başkomutan Vekili Enver Paşa, her hareketinde bir ordu mahvederdi: Sarıkamış'ta olduğu gibi… O ve arkadaşları zaten daha evvel Türk milletini ve ordusunu tabii olmayan bir duruma sokmuşlardı. Bu tabii olmayan durum dolayısıyla ordunun yabancı bir askeri heyetini eleştirmek istemem. Asıl eleştiriye layık olanlar bizim devlet reisimiz ve bilhassa devlet adamlarımızdır. Türk ordusunun aciz ve kabiliyetsiz olduğu kanaatiyle, o heyeti, ayaklarına kadar giderek ve rica ederek memleketimize davet edenler onlardı. Böyle bir müracaat üzerine bu heyet, girdiği çevreyi ve o çevreye hâkim olanları aciz, hatta haysiyetsiz telakki ederse mazur görülebilir. Ben ordunun kayıtsız şartsız, bütün sırlarıyla, Alman askeri heyetine verilmesinden ve teslim edilmesinden çok üzgündüm. Daha karar verilmeden evvel, tesadüfen bu olayı öğrendiğim vakit, sesimin erişebileceği makamlara kadar itirazlarda bulunmayı vazife saymıştım. İtirazlarıma hiç kimse cevap vermedi, cevap vermeye lüzum dahi görmedi… Bu zemin üzerinde fikir alışverişi yaptığım dostlarımdan biri -ki o zaman Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye'de en yüksek makamlardan birini işgal ediyordu- bana son derece samimi davranarak dedi ki: Arkadaş bizim tecrübemiz senden çoktur; gerçi seni hissiyata ve hayallere sevk eden şey, memleket ve millet aşkındır ama düşünmüyorsun ki, bu memleket ve halk senin hararetli aşkına zannettiğin kadar layık mıdır? Bizim başımızda pek büyük adamlar var. Sen henüz onlarla konuşmamış, onların tecrübe görmüş bakışlarına bakışlarını yöneltmemiş ve memleketin her tarafındaki başarılarının esrarını anlayamamışsın… Kimlerden bahsedilmek istenildiğini pekâlâ anlamıştım. Fakat teyit ettirmeye lüzum görmedim. Büyük bir hata içinde bulunduklarını söylemekle yetindim. Muhatabım -ki 1. Dünya Harbi'nde vefat etmiştir- heyecan içinde idi ve diyordu ki: Kemal, Kemal bizi rahat bırak, sonra vicdanına sen sorumlu olursun, biz öyle şeyler yapacağız ki neticesinden sen de memnun olacaksın; dünya da hayretle kalacaktır… Susmayı ve düşünmeyi tercih ettim. Yalnız bu konuşmaya kısa bir cümle ilave etmekten kendimi alamadım: Evet, çok şeyler yapacaksınız; fakat yapacağınız şeyler korkarım ki memleketi bir girdaba sokmaktan başka bir şeye yaramayacaktır… Temenni ederim ki bizi çıkılmaz zorluklar içinde terk etmeyiniz. Muhatabım, merak etme kardeşim, dedi… Olaylar maalesef benim beklediğim şekilde gelişti." Mustafa Kemal Paşa'nın en tepkili olduğu ve karşı çıktığı konu, kayıtsız şartsız Türk ordusunun komutasında Almanların önemli noktalara getirilmiş olduğudur. Bu konuya ilişkin endişelerini paylaştığı kişi ise Genelkurmay Başkanlığı'nda önemli bir görevde bulunan Hafız Hakkı Paşa'dır. Hafız Hakkı Paşa, Sarıkamış Harekâtı'nda 3. Ordu Komutanı idi. 13 Şubat 1915'te tifüs hastalığından vefat etti. Bu nedenle, Mustafa Kemal ile Hafız Hakkı arasında geçen konuşma, Sarıkamış Harekâtı öncesindedir. O dönemde Mustafa Kemal'in rütbesi yarbaydı.
Sayfa 99 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
·
60 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.