Yazarın gerek doğa/mekan gerek karakter tasvirleri çok iyi. Bunun yanında benzetmeleri de aynı derecede iyi. Yaratılan ortamı görebiliyor, verilen duyguları hissedebiliyoruz. Diyaloglar gerçekçi ve doğal. Hangi karakter gerçekte nasıl konuşursa kitapta da o şekilde seslendirilmiş. Giriş bölümünde verilen kaçış ve saklanmayı yine yazarın kalemi aracılığıyla yaptığı tasvirlerde; doğanın çetin şartlarını, sıcağı, susuzluğu görüp hissesebiliyoruz. Muavin Haşmet üzerinden sosyolojik ve psikolojik bir çözümleme yapılmış. Çocukluğunda arzulayıp elde edemediği şeyi muavin olunca yerine getiriyor ve bundan haz duyuyor. Çocukken okulda birilerinin karşısında şiir okuma fırsatı bulamayıp muavin olunca tüm yolculara istediği şekilde hitap edebiliyor ve bundan mutlu oluyor. Muavin, Çocukken "Hiç","Kayıp Kişi","Yok Sayılan","Öteki" durumundayken muavin olunca eski ile hesaplaşırcasına istediği kadar konuşabiliyor. Hürriyet, varoluş sıkıntısı içerisinde oğluna yeterli ilgiliyi gösteremediğini düşünüyor. Demokrat Parti dönemini ve propagandalarını görüyoruz. Bugün de olduğu gibi yayınlar hep yanlı. Propaganda denen şeyin ne kadar güçlü ne kadar kötü bir silah olduğunu bir kez daha görüyoruz. Karakterler karşımızda gibi. Fiziksel özellik ve psikolojik çözümlemeleri çok iyi aktarılmış. Örneğin, Hürriyet'in annesi; aslında Hürriyet de annesi de güçlü görünmeye çalışan, duvarları olan fakat zannettikleri kadar güçlü olmayan, bunu bir zırhla gizlemeye çalışan karakterler. Can'ın kaybolmasıyla ikisinin de duvarları yıkılıyor ve koruma kalkanının bazen indirilip karşıdakiyle etkileşimde bulunulması gerektiği ortaya çıkıyor. İyi-kötü, zengin-fakir ayrımlarıyla sınıf çatışması ve ırklar üzerinden ayrıştırma eleştirisi var ve satır aralarında aslında herkesin aynı olduğunu okuyoruz. Nisan karakterinde olduğu gibi. Kitabın bekliyorum en az konuşan kişisi fakat mesajıyla en etkili karakterlerden. Ali Haydar ve ailesiyle, Alevilere yapılan zulümler aktarılıyor. İnanç ve gelenek eleştirisi görüyoruz. Önyargıların, propagandaların, sömürülerin bu topraklarda uzun yıllardır olduğunu fakat toplumun hala farkına varamadığını anlıyoruz. Her şey bilinçli bir ayrıştırma aslında. Kitabın akademik yani da var; bilmeyenler için mezheplerle ilgili bilgiler aktarılıyor. Din, tarih, coğrafya gibi branşlarda bilgilendirici. Yazarın bu bilgileri dışında veya belki ilintili olarak kelime haznesinin ne kadar geniş olduğunu görebiliyoruz.

Issızlığın ÖtesiElif Akpolat · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202034 okunma

··

82 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Savaş Aşçı