Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

%72 (150/208)
7/10 puan verdi
Freud'luktan Şeyh Ferit'liğe...
Düşünce Tarihini bir bütün olarak iki gruba ayırır isek birinci grubu "idealizm" olarak tanımlar şüphesiz ikinci grubu da "realizm" olarak tanımlarız. Bugün felsefe tarihinde iki ayrı grup olarak mütalaa edilen bu gruplar, meselenin umumi perspektifinde insanın var olana (mevcud) iki farklı bakış açısını temsil eder. İdealizm varlık'ın ötesini (vücud), reailizm ise direkt varlık'ın kendisini (mevcut) konu edinir. Bu haseple varlığa dair hem üçüncü bir tasavvurdan bahsedilemez (pananteizm zorlama bir tasavvurdur bu haseple) hem de bu iki tasavvurdan ayrı olarak bilim, din, felsefe gibi müstakil alanlar temellendirilemez. Hal sebepten biz, din ve bilim'i bu iki hikmetin neticesi olarak yorumluyoruz. Öyleki din dediğimiz şey, yani ideal insan yahut kusursuz tanrı imgesine sahip varlık görüşü, bizatihi temellerini idealizm'den alan yahut idealist anlayış ile çözümlenen bir olgudur. Bu haseple din, yönü her zaman ileriye dönük olarak gelişme idealine sahip bir anlayıştır (medeniyet dediğimiz şey) ve tümden gelimcidir. Bilim dediğimiz şey ise var olanın ötesini (vücut) değil, bizatihi var olanı çözümlemek suretiyle varlığı anlamlandırmayı deneyen, bu haseple varlığı harici bilgilerden ziyade kendisinden devşirilen bilgiler ile anlamlandırmayı amaçlayan, bu sayede insanın bilişsel gelişimi elde edeceğini düşünen realizm'den temellerini alır. Bu yönüyle tamamıyla empriktir, gelişme amacı ikincildir ve tüme varımcıdır. Bu iki sınırlamanın (tanımlama) evvela Gazzali, ardından Kant ile çizilmesinden beridir bilimin haddini aştığı yerleri çok iyi tespit edebildiğimiz gibi dinin de amacı dışına çıktığı kısımları tespit edebiliyoruz. Dolayısıyla bazı müstakil alanlarda bilimin din gibi davrandığını da söylerken dinin de amacı dışına çıkarak bilim'in alanına tasallut olduğunu ifade edebiliyoruz. ... İşte Psikanaliz bu minvalde haddini aşan bir bilim bize göre. Her ne kadar Psikoloji sınırları içerisinde sistematik bir bilimsel akım olarak mütalaa edilse de bir din gibi davrandığı aşikar. -en azından boyunu aşan yerlerde- Öyleki Freud bu eserinde, daha önce ortaya koyduğu kişilik topografyasının ekmeğini yiyiyor. Bilinçdışı gibi tam anlamıyla çözümlenemeyen ve dolayısıyla bilimsel anlamda deneyin tam anlamıyla konusu olamamamış soyut bir kavramı, din gibi tümel cevapları veren bir yapıya büründürüyor. (Deney derken emprik manada bir somutluktan bahsetmiyorum.) Yani idealist karakterli olan din, realist anlayışa sahip bilim ile anlamlandırılmaya çalışılırken bilimsel bir ilke olarak ortaya konulan "bilinç dışı" öncülü, kendi başına bilimsel deneylemeden uzak olarak bir din gibi davranıyor. Dolayısıyla psikanalizin bu tutumundan bahsederken bir hayli tutarsız bir çalışmadan bahsettiğimizi de bilmemiz gerekiyor. En azından bilimin yöntem-bilimine sığındığımızda bu yorumu yapabilme hakkına sahip olabiliriz sanıyorum. Aynı zamanda psikanlizin dini, bir medeniyet olmaktan çok bir kültür olarak sınırladığı da ortada. Oysa din, bir kültür olmaktan ziyade medeniyettir ve bu manada kültürler (ırklar) üstüdür. Dolayısıyla tek tek kültürlerden yola çıkarak medeniyete ulaşmak (tüme varım) idealist anlayış için anlamsızdır. Zira din, ideal olana ulaşmak maksadıyla ilkeler ve kurallar koyarak idealist bir yapıya sahip iken onu realist bir olgu olarak değerlendirmek temelde hatalı bir anlayıştır. Bu haseple Freud'un çözümlemelerini de baştan hatalı olarak değerlendiriyorum. Ancak tüm bunları da bu eser ve dolayısıyla psikanaliz değersizdir demek için söylemiyorum. Yöntem bilim olarak bu alana naçizane bir eleştiri getirmek maksadıyla buraya kaydediyorum. Belki de psikanaliz'den sonra psikoloji alanında ortaya çıkan diğer kuramlar da bu tutarsızlıktan dolayı ortaya çıkmışlardır, tam olarak bilemiyorum. Ancak ortada bir usul problemi olduğu aşikar. Bu yüzden eseri okuyup Freud'u Şeyh Ferid yapma niyeti taşıyan müridanlara peşinen bir itiraz sunmak istiyorum. Belki biraz da inançlarını törpülemek amacı taşıyorumdur. ;) Meseleye daha fazla vukufiyeti olan arkadaşların katkılarını muhakkak beklerim. Eseri okumayı düşünen arkadaşlar için ise keyifli okumalar dilerim.
Totem ve Tabu
Totem ve TabuSigmund Freud · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20216bin okunma
·
2 artı 1'leme
·
594 görüntüleme
L. G. okurunun profil resmi
Öncelikle hocam incelemeyi anlayabilmek için kitabı okumak gerekiyor. Hatta özümsemek gerekiyor. O kadar bilimsel yazılmış ki... Anlamak için şerh yapılmalı. Anladığım, Freud gözümüzde çok büyütülmüş. Bilim, dinin önüne geçemez. Kaleminize, yüreğinize sağlık.
Muhammet İkbâl okurunun profil resmi
Freud, büyük bir adam; psikanaliz de öyle. Ancak kendi sınırları ve kendi usulü içinde. Sınırlarını terk ettiği anda bir değeri kalmıyor. Zira bilim ile din farklı yöntem ve amaçlara sahip iki olgu. Hal böyle iken din, bilim tarafından bilimsel bir usul ile çözümlenemeyeceği gibi bilim bir din gibi davranarak haddini aştığında bilim olmaklığı da terk eder. Dolayısıyla psikanaliz, bilişsel çözümleme alanında değerli olabilir ancak dini çözümleme alanında bir din gibi davranarak bilimsel kaidelere aykırı davranmaktadır. Özetle söylemek istediğim buydu. "Bilinç dışı" kavramının bilimsel bir ilkeye göre fazla muğlak olması, "bilinç, biliş" gibi kavramların da bilimden çok felsefeye ait olması bir başka paradoks ayrıca.Anlatmak istediklerim bundan ibaret idi. Belki de psikanaliz'i yeterince çözümleyememiş, hakkını vererek anlayamamış olmaktan da kaynaklanıyor olabilir bu yorumlarıö; kabul edebilirim. Ancak tümel kavrayışa sahip bir zihnin beni ikna etmesi gerek.☺️
L. G. okurunun profil resmi
Öncelikle açıklama için teşekkür ederim hocam. Yazılarınız akademik seviyede olmuş. Rabbim ilminizi artırsın.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.