Herkese merhabalar
Bu akşam sizlerle Ercan Kesal kaleminden Peri Gazozu ile buluşturmak istiyorum. 
Peri Gazozu
İstiyorum ki yazarımıza bir değinelim.
Ercan Kesal
Sosyoloğ, Doktor , Oyuncu , Senarist, Yazar daha ne diyebilirim. Bizler için kıymetli bir değer. Çok yönlü başarılara sahip ve üretken bir kişilik. Ama çok geç tanınmış olmasına söyleyecek söz bulamıyorum. Ülkemde değerler biraz geç anlaşılıyor olmasından ötürü diyorum. Değerlerimizi ya geç ya da kaybedince biliyorsunuz ne yazık ki...
Eserimize geldiğimizde ise ; Şahane anlatımlarla sizleri yerine göre büyüleyen, bazen üzen, içinizi burkan ,sizi şoka uğratan ,bir yerde olamaz diyeceğiniz ama hâlâ günümüzde olan bir türlü bitmek bilmeyen yaşamlar , acılar ,üzüntüler, sıkıntılar ,ölümler, tecavüzler hepsini bir arada bulacağınız bir eser.
Sadece üzüntü mü ? Hayır, değil.
Ara ara tebessümler de edeceğiniz bölümler bulacaksınız.
"Okuyacağı kitaplarını ve yazarlarını hiç seçmeyen. Birini diğerinden ayırt etmeyen.." bir kahramanın çocukluktan yetişkin zamana kadar olan süreyi bir bir seyre dalacak ve büyüleneceksiniz.
Yazarımızın kalemi bir o kadar güçlü ben bunu gördüm. Betimlemeler çok güzel, hisleri anlatışlar muhteşem , konuyu anlatımlardaki derlemeler çok güçlü. Çünkü bunların her biri yaşanmış hikayeler ve hayatlar. Ercan Kesal doktor olmasından dolayı bizatihi bu durumlarla iç içe. Tiyatral yönünün verdiği bilgi ve birikim anlatıma tabii ki enfes güç katıyor. Bunu göz ardı edemeyiz.
Ama şöyle bir durum var. Konudan konuya geçiş bıçak kadar keskin bir şekilde bırakılmış. Bu da okuyucuya "Ne oluyor? Şimdi ne oldu? " dedirtiyor. Biraz önce dedim ya tiyatral yönünün güçlü oluşu diye bence biraz bundan dolayı bu etki. Yoksa bu kadar sert kesiti her yazar yapamaz.
Yanmış insanların kokuları ile harmanlanmış cümleler , 12 Eylül dönemi, kayınpederi tarafından tecavüze uğrayan ve hamile kalan gelin, 15 yaşındaki kızın uğramış olduğu tecavüz ve ölmesi için verilen karar , kendini asan bir bayan , oğlunun ölüm haberini alan babanın acısı , bu babanın mühürlü tabutu açısı, evdeki yokluk hâlleri, yaşam mücadelesi, çocuğunu yanlış iğne ile kaybeden babanın hesap soramaması neden diyememesi kabul etmesi ...
Yani diyeceğim o ki ; nice nice konular , hayatlar sunulmuş
İsterim ki sizlerde Ercan Kesal kalemine dokunun.
Beni derinden etkileyen çok sözler oldu.
En çokta şu sözler beni benden aldı.
"Hiç, birileriyle aynı dünyada yaşamaktan utanç duyduğunuz anlar oldu mu?"
(Hangimizin olmadı ki ; değil mi ?)
"Bunlar böyledir oğlum. Saygıda kusur etmemek için ölülerinin bile hesabını sormazlar."
(Yüreğime dokundu. Canından can koparken neyin saygısı? dedim
Çocuğunu kaybeden baba !!!)
Kitaplara dokunan yüreklere
Sevgiler
Saygılar
Hoşça kalın 
Ercan Kesal
··
2 artı 1'leme
·293 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.