"Okumaya çalıştığımız ve içine bizlerin de yazılmış olduğumuz bir kitaptır dünya" (s.92). İçinde yaşadığımız dijital çağa rağmen iyi ya da kötü hemen herkesin kitaplarla ve kütüphanelerle bir ilişkisi vardır. Bir kitap tutkunu aşığın ilişkisini ise ancak bir kitap tutkunu aşığın anlayabileceğini düşünüyorum. Gerçekten de bunu kitapları bir kütüphanenin raflarına büyük bir sevgiyle yerleştirmenin, onların karşısına geçip seyir keyfine doyamamanın, zaman zaman onlarla konuşurken kendini bulmanın, her daim özenle rafların ve kitapların tozunu almanın, en olmadık bir zamanda bir kitabın sayfasında kaybolup gitmenin, bir kitabın kahramanıyla kendini konuşurken bulmanın, bir seyahate çıktığında kitaplarını ve kütüphanesini özlemenin, bir taşınma durumunda öncelikle kitaplarım ne olacak kaygısına kapılmanın, okumaktan parçalanan kitaplarıyla vedalaşamamanın ne demek olduğunu, kendisi de bir kitap tutkunu ve aşığı olan

Alberto Manguel'in "

Kütüphanemi Toplarken" adlı eserini okurken daha iyi görüyorsunuz. Zira uzun yıllar yaşadığı Fransa'dan taşınmak zorunda kalan Manguel, 35 bin kitaptan oluşan kütüphanesinden de ayrılmak zorunda kalıyor. Manguel bu dönemde yaşadığı duygu ve düşüncelerini denemeler şeklinde kaleme alıyor. Denemelerinde gittiği her yere kütüphanesini de götürmek isteyen bir adamın iç dünyasında yaşadığı gel gitleri ve fırtınaları dile getiriyor. Bütün bunların yanında kitabın ve kütüphanenin insanların ve toplumların hayatında oynadığı rolü tarihsel örneklerle anlatıyor. Satır aralarında sözlükler, sözlük yazarları, rüyalar ve anılar hakkında hoş bilgiler veriyor. Kitapların ve kütüphanelerin kültürün nesilden nesile aktarılarak toplumsal kimliğin ve medeniyetin inşasında oynadığı role değiniyor. Doğrusu kitabı okurken Sabahattin Ali'nin, "Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku...", Voltair'in, "Kitap okumak ruhu besler, aydın bir dost ise onu teselli eder" sözleri yankılandı zihnimde. Kitabın sonlarına doğru Flaubert'in "Yaşamak için okuyunuz!" (s.123) sözü, "Önce söz vardı"yla başlayan ve ilk emri "Oku"yla devam eden kutsal kitapların ne demek istediğini daha iyi anlamamı sağladı diyebilirim. Bu itibarla, okurken büyük keyif aldığım ve bazı satırlarında kendimi gördüğüm bu eseri, tüm kitap dostlarına içtenlikle öneriyorum. Sağlıklı ve kitap dolu günler diliyorum!