Kitap benim beklentimi anlatım tarzı olarak pek karşılamadı. Taha Kılınç'ın kalemini severim. Başka kitaplarını da okudum fakat kendi adıma doyurucu bulmadım. Belki gündemi sıkı takip ettiğimden, belki bu minvalde yazıları çokça okuduğumdan bilemiyorum haber, gazete küpürü tarzında bir anlatım değil de daha hap bilgi tarzında ve yoğun bilgi beklentisi ile almış olduğumdan kendi bilgilerim ile birleştirdiğimde bir anlatım doluluğuna varabiliyorum. Ortadoğu böylesine ateş çemberi iken elbette kendisi okunması gereken kalemlerden. Toparlayacak olursam; Osmanlı döneminde Biladüşşam'ı önce Şam yapmışız, daha sonrada bugün Dimaşk'ı Şam diye adlandırıyoruz. Biladüşşam dediğimiz bölge tarihi olarak bugün içerisinde birkaç devletin yer aldığı Biladüşşam Havzası. Batılıların Levant dediği Havza. Levanten; Doğu Akdeniz Havzası'nda tüm Ege ve Akdeniz kıyıları olmak üzere buna İzmir de dahil özellikle İtalyan ve Fransızlar başta olmak üzere batılıların gelip ticaret, matbaa, resim resim vs yapmaları sonucunda burada levanten nüfus oluşturmuştur. Biladüşşam yani hicaza girerken solda kalan beldeler bereketli hilal dediğimiz havza bugün başlıca 4 ülkeden oluşuyor. -Suriye ( İslam coğrafyasının en derin havzalarından biri. Hz Ömer döneminde fethedilmisir. Haçlıların kısmi varlığını saymazsak bölgede kesintisiz İslamiyet mevcut. 4 Halife Dönemi, Safeviler, Emeviler döneminde başkent olması, Abbasiler, Fatımiler, Eyyübiler, Memlükler, Osmanlılar. İnsanların dini inancına dokunan sosyalizm dayatması, evlerin içine uzanan istihbarat kulağı öyle ki aynı masada oturan aile üyeleri birbirine karşı güvensiz, ekonomik sorunlar ve Arap Baharı, değişim inancı derken Suriye bugünkü haline geldi. İran'ın bölücü Suriye de kimlik değiştirici Şii etkisi de yadsınamaz bir problem. ) -Lübnan ( Coğrafya olerak cok küçük. 1943'te Fransızlar tarafindan Suriyeden koparılmış bir parça. Akdeniz'de onemli bir kıyı şeridinde. Günümüzde hala nüfus sayımı yapılmamış bir ülke. Müslüman nüfus fazlalığı sebepli buna izin yok. Lübnan üzerinde 3 etkili ülke İran, Fransa ve Suudi Arabistan. ) -Irak ( Tarihte hiçbir zaman müstakil bir ülke olarak var olmamıştır. Irak diye bir bölge var evet ama her zaman çevresindeki ülkelerin yer aldığı bir havzadır. Irak ve Suriye arasındaki çekişme tarihin çok öncelerine dayanır. Şam/Bağdat rekabeti. 1921 birbiri ile yasamaya mecbur edilen ülkenin kuzeyinde Kürtler, Güneyinde Şiiler, ortasında Sünniler şeklinde karışık toplama bir ülke. Şuan Irak'ın her yerinde Şiileşme faaliyetleri mevcut. ) -Ürdün ( Petrol, doğalgaz yok. Arap baharında nasıl sağlam kaldı dersek uluslararası önemi ortaya çıkıyor. Mescidi Aksa ve Kudüs rolü. 1944 de israil/Ürdün Barış anlaşmasına göre Ürdün Mescid-i Aksa'nın fiili kontrolcüsü garantör ülke konumunda. Bugün Mescid-i Aksa da imamların maaşının ödenmesinden Mescid-i Aksa da bozulan/kırılan yerlerin tamirine kadar her yer İsrail ve dünya nezdinde Ürdün kontrolundedir.

Alem-i İslam Yazıları - I - BilâdüşşâmTaha Kılınç · KETEBE · 0288 okunma

·

55 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sema Gülsoy