''Yalnızca kadınların olduğu bir ülke gerçekten var diyelim, demişti Jeff sürekli,''nasıl insan olurdu bunlar?'' Böyle bir ülkenin kaçınılmaz sınırlamaları,bir arada yaşayan bir sürü kadının kusurları ve ahlaksızlıkları konusunda öyle ukala fikirlerimiz vardı ki.Onlarda ''kadınsı kibir''dediğimiz şeyi bulacağımızı,hepsinin ''süslü püslü'' giyineceğini sanmıştık fakat onlar,geleneksel Çin kıyafetlerinden bile daha harika,istendiğinde fevkalade süslenebilen,her zaman rahat,asil ve zevkli bir kıyafet yaratmayı başarmışlardı. Burada itaatkar bir tekdüzelik bulacağımızı sanmıştık fakat bizimkinden bile ileride,cüretkar bir sosyal yaratıcılık ile bizimkiyle aynı düzeyde mekanik ve bilimsel gelişmeyle karşılaşmıştık. Burada boş işlerle uğraşan insanlar bulacağımızı sanmıştık fakat bizimkiyle kıyaslanınca milletimizin birbiriyle kavga eden küçük,aptal çocuklara benzediği bir sosyal bilinçle karşılaşmıştık. Burada kıskançlık bulacağımızı sanmıştık fakat hudutsuz bir kız kardeş sevgisiyle ve bizde hiçbir karşılığını bulamadığımız tarafsız bir zekayla karşılaşmıştık. Burada isteri bulacağımızı sanmıştık fakat kaliteli bir sağlık ve kuvvet seviyesi,soğukkanlı bir mizaçla karşılaşmıştık,öyle ki onlara ağzı bozukluğu açıklamak bile mümkün değildi -inanın denemişliğimiz var. . . . Kitap 1. Dünya Savaşı'nın arifesinde üç erkeğin pek fazla insanın bulunmadığı,ücra bir yerde,tamamen kadınlardan oluşan bir topluluğa denk gelmesiyle başlıyor. Bu ülke adeta ''Erkekler Kapatılsın'' cümlesinin vücut bulmuş hali.Kadınlar birbirlerine inanılmaz bir kız kardeşlik sevgisiyle bağlı aralarında kavga,kıskançlıktan eser yok.En önemli vazifeleri ise annelik.Çocuklarını büyüdüklerinde ülkelerine en iyi şekilde hizmet etmesi için en mükemmel şekilde yetiştiriyorlar,çocukları doğurmuş olmak için doğurmuyorlar ve ülkenin nüfus kapasitesinden fazla olduğu taktirde var olma nedenleri olan annelikten bir çırpıda vazgeçmeye hazırlar.Şimdi diyeceksiniz ki ülkede bir tane bile erkek yoksa bu kadınlar nasıl hamile kalıp da anne oluyor?Orasını da kendiniz okuyup öğrenin spoiler olmasın :D Kitabı okumadan önce ergenken çok fazla klişe watpad kurgusu okumuş olacağım ki,3 erkeğin o ülkedeki kadınlarla romantik ilişki yaşayıp,kadınların çift ebeveynli çocuklar dünyaya getireceğini,tek ebeveynli ve çift ebeveynli çocuklar arasında rekabet olacağını bundan kaynaklı ülkede sistemsel sıkıntıların patlak vereceğini,sonrasında erkeklerin romantik ilişki yaşadıkları kadınları başka kadınlarla aldatacağını (ne de olsa ülkede kadın çok bir erkeğe kimbilir kaç kadın düşüyor.),kadınların da kıskançlık krizine girip birbirlerinin saçını başını yolacağını düşünmüştüm :D Ah benim klişe ergenliğim... Ülkelerinde kusursuz bir sistem mevcut,her şey yerli yerinde en ufak bir sorundan,küçük bir pürüzden dahi eser yok.Hep mutlular ve ülkede derin bir annelik ve kız kardeşlik bağı hakim. Kitapta geçen 3 erkeğin karakter özellikleri de ayrıca değinilmesi gereken unsurlardan. 1.karakter Terry, kadının erkeğe sahip olunması gereken bir nesne olarak görüp kadını metalaştırıyor.2. karakter Jeff kadını ilahi bir varlık bir melek gibi görüyor.Kadınlar mükemmeldir,kadınlar narindir,kadınlar çiçektir vs.3.karakter Van ise daha orta şeker biri, ne kadını çok ilahi bir varlık olarak görüyor ne de kadına bir eşya muamelesi yapıyor. Kitapta ayrıca kadınların sıfırdan medeniyet inşaa etmesi,savaşsız,kavgasız gürültüsüz ülke yönetmesi,eğitime verdikleri değer,her koşulda yeniliklere açık olmaları dikkatimi çeken konular arasında yer aldı. Kitap kolay akıyor ve okurken de sıkmıyor.Daha iyi özümsemel için tekrardan okunacaklar listeme girdi bile.Özellikle ön yargısız bir şekilde erkek okuyucuların da okumaya şans vermesi gerektiğini düşünüyorum.

Kadınlar ÜlkesiCharlotte Perkins Gilman · İthaki Yayınları · 201812,3bin okunma

·

1 artı 1'leme

·

82 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Canan Kafadar