Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Siyasi iktidarlar ve tarikatlar
Dönemin tarihçileri, yiyeceğin az, fiyatların pahalı olduğu bu zamanlarda, bu coğrafyada (Ön Asya) yaşayan insanların hayatlarını idame ettirebilmek için zorunluluktan dolayı at, eşek, katır, köpek gibi ele geçirebildikleri bütün hayvanların etlerini yediklerini belirtmektedir. (bkz. İbn Kesir, el-Bidâye ve'n-Nihâye) Tarihçiler daha dehşetli tasvirler de yapmaktadır. Buna göre, insanlar iaşelerini temin etmek için çocuklarını satmakta ve ölen kimselerin etlerini yemektedir. Hatta anne ve babalar, kendi ölen çocuklarını yemekten bile çekinmemektedir. Tarihi kayıtlar, yiyecek çocuk ve leş kalmayınca, kuvvetli kimselerin zayıfları yakalayıp yediklerini, insanların yoksul kimseleri evlerine çağırıp bir bahaneyle boğazladıklarını, bazılarının kendi karılarını kesip yediklerini, hastaları tedavi için çağırılan doktorların bile kesilip yenildiğini, çok sayıda doktorun bu sebeple ortadan kaybolduğunu söylemektedir. Bu kayıtlar, 7./13. yüzyılda Ön Asya'da yaşayan insanlar için şartların ne kadar zor olduğunu, bu şartların insanlarda yol açtığı psikolojik değişimin, hastalıklı olarak niteleyebileceğimiz bir boyuta nasıl ulaştığını göstermesi açısından önemlidir. ... Devlet adamlarının tekke, dergah ve zaviyelere iktisadi desteği, zor şartlar altında yaşayan insanlar için bu kurumların bir cazibe merkezi haline gelmesine yol açmıştır. Selahaddin Eyyûbî'nin hükümdarlığı döneminde Suriye'den geçen İbn Cübeyr, oradaki sufiler için şu cümleleri kaydetmiştir: Sufiler bu beldelerin kralları gibidir. Çünkü dünya sıkıntısı ve geçim derdinden uzaktırlar. Kendilerini tamamen Allah'a ibadete vermişler. Cennet bahçelerini andıran saray benzeri yerlerde yaşarlar. Bu satırlar tasavvufun bölge insanı için neden bir cazibe merkezi haline geldiğinin kanıtıdır. Tekke ve zaviyelerde hiçbir ücret ödemeden rahat bir şekilde yaşama fırsatının, buraların halk nezdinde bir çekim merkezi haline gelmesinde önemli rolü olduğu muhakkaktır. Verilen devlet desteğinin temelinde hükümdar ve devlet adamlarının sufilere duydukları ilgi önemli rol oynamıtşır. Bu ilginin nedeni olarak ilk akla gelen, onların meşruiyet arayışlarıdır. Zira sufiler, toplum içindeki itibar ve etkinlikleriyle görmezden gelinemeyecek bir güce sahiptirler. Ayrıca, sufiler veya kurumsallaşmış biçimiyle tarikatlar, kısa sürede toplumun her katmanı, her sosyal sınıfı, her çeşit meslek grubuyla ilişki içine girmiş ve bu onlara bütün bu yapıları etkileme ve dönüştürme gücü vermiştir. Dolayısıyla, meşruiyet arayan devlet yöneticileri için sufilere verilen destek, onlara halk nezdinde siyasi otoritelerinin devam etmesini sağlayan bir itibar olarak geri dönmüştür.
Sayfa 54 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, Birinci Bölüm, Şam ve Anadolu Dolaylarında 7./13. Yüzyılda Tasavvuf ve Muvelleh Dervişlik
·
177 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.