Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

576 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Üç İstanbul'un Türk Edebiyatındaki önemi
ÜÇ İSTANBUL - MİTHAT CEMAL KUNTAY Bazılarımız bir zamanlar, dizi uyarlamasını TRT'de izlemiştik. Benim de aklımda bazı sahneler kalmıştı. O yıllarda "Duvardaki Kan" ve "Küçük Ağa" da izlenen dizilerdendi. TRT'nin yaptığı bu uyarlamalar, bugünkü yapımlarla karşılaştırıldığında çok nitelikli çalışmalardı. Mithat Cemal Kuntay'ın farklı edebi çalışmaları var ama tek bir romanı var. Dönem romanlarına ilgi duyanlar, yakın dönemleri anlatan edebi çalışmaları bilirler. Kemal Tahir'in pek çok romanında Meşrutiyet Dönemine değinilir. Cumhuriyet döneminde Türk romanı teknik anlamda son derece başarılı kabul edilir. Tarık Buğra'nın "Küçük Ağa" hem teknik olarak hem de edebi estetik bakımından başarılı bir metindir. Halide Edip Adıvar'ın "Sinekli Bakkal"ı da Meşrutiyet Dönemi sarsıntılarına başarıyla değinir, diyebiliriz. Bunlardan başka Yakup Kadri'nin dönem romanları da önerilebilir. "Üç İstanbul" ise teknik olarak hâlâ Tanzimat romanı kusurları olarak kabul edilen anlatıcının metin içinde kendini göstermesi özelliği nedeniyle eleştirilebilir. (Ertan Örgen, Ali Yıldız,Serpil Demirkaya) Yazar, sıklıkla okuyucunun karar vermesine fırsat vermeden kişiler hakkında yönlendirici olur. Bazen kahramanlar konusunda tarafsız kalmayı tercih etse de hem asıl kahraman olan Adnan konusunda hem de yan kahramanlar için okuyucunun düşüncelerini yönlendirir. Bunu teknik olarak bir kusur olarak görmek mümkündür. İstanbul'un üç olmasının nedeni üç döneminin ele alınmasındandır. İstibdat, Mütareke ve Meşrutiyet. Osmanlı devletinin siyasal ve toplumsal olarak son ve en sancılı dönemlerinde gerçekleşen köklü ve sarsıntılı değişimleri, okur; ağırlıklı olarak Adnan Beyin değişim ve dönüşümleri üzerinden izler. 1. Dünya savaşının yaklaştığı, hanedanlıkların yerlerini ulus-devletlerin aldığı anlatılan dönemler, toplumsal değişimlerin yıkıcı sarsıntılarını da beraberinde getirir. Adnan Bey, bir Balkan göçmenidir. Romanda Balkan faciasının üzerinde fazla durulmaz. Ve anlatı bu faciada babasız kalan Adnan üzerinden yürür. Başlarda özel ders veren hukuk öğrencisi Adnan'ın Süheyla'ya yaklaşımı ardından Belkız ile karşılaşması, ilerleyen zamanlarda İttihat Terakki yönetimi ile değişen ekonomik durumu ve değişen sosyal çevresi son derece başarılı aktarılmıştır. Bu romanın aynı veya yakın dönemleri anlatan diğerlerinden en önemli farkı Osmanlı aristokrasisini son derece başarılı olarak aktarmasıdır. Birçok eserde bu üst tabakaya değinilmiş olsa da Üç İstanbul'da bu sınıfın üç boyutlu ve derin bir anlatısını okuruz. Romandaki Belkız ve Hüsrev, aristokrat sınıfın birer modelidir. O dönemin diğer tipleri de farklı isimlerle karşımıza çıkar. Yazar, Adnan konusunda zaman zaman alaycı bir tutum sergiler. İki kadın arasındaki kararsızlığı, değerlerinden kısa sürede vazgeçmesi ve eleştirdiği kişilere dönüşmesi konusunda Adnan'a tepkili gibidir. Roman, Osmanlı Devletinin önüne geçilmez çöküşü ile değişen insan tiplerinin çok başarılı toplu görüntüsüdür. Kalabalık kişi kadrosuna ve hacmine karşın akıcı ve sürükleyicidir. Okuduktan sonra neredeyse unutulmuş ya da unutturulmuş bir eser olduğunu düşündüm. Aslında o dönemde ÜÇ olan İstanbul belki de hep üç kalmış ve bir türlü BİR olmamıştır.
Üç İstanbul
Üç İstanbulMithat Cemal Kuntay · Oğlak Yayıncılık · 20202,424 okunma
·
32 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.