Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

·
Puan vermedi
Yakup Kadri nin bakışıyla Kurtuluş Savaşı
VATAN YOLUNDA-YAKUP KADRİ 1918 yılı Mondros Ateşkes Antlaşması imzalanmış. Mustafa Kemal Paşa, Anafartalar kahramanıdır. İstanbul’da umduğu çözümün olmadığını fark etmiş ve Samsun’a geçmiştir. Avrupa’da bu durum EŞKİYALIK olarak görülüyor. Meşhur İstanbul basını Samsun’a geçiş olayına Avrupalılar gibi bakıyor. Düşmana karşı mücadele edileceği fikrini serserilik olarak değerlendiriyor. Ali Kemal’ler ve onun kafadarları iştahla küçümsüyor ve alay ediyorlar. Herkes işgal güçlerinin kızdırılmasından korkuyor ve ülkeyi işgal edenlerden yardım ve merhamet dileniyor ama İstanbul basını, Kemalistleri EŞKİYA diye anıyor. İstanbul sokaklarında Hintlisi, Faslısı, Tunuslusu, Senegallisi her sömürgeden sayısız asker dolaşıyor. Bunlara İtalyan, İngiliz ve Fransız subayları eklenmiş. Bu subayların kurumundan, çalımından geçilmiyor. Beş yüz yıllık Osmanlı başkentinde Türkçe konuşana rastlamak şans sayılıyor. Yerli Rumlar sanki yüzlerce yıldır bu devletin kaymağını yemiyorlarmış, sanki savaşlarda onlar şehit oluyormuş, sanki sarraflığı, tefeciliği, bankerliği başkaları yapıyormuş gibi, Türklere düşmanca davranıyorlar. Tramvayda, çarşıda, pazarda kaza eseri görülen Türkler aşağılanıyor. Kadınlar taciz ediliyor. Fransız general Esperey Fatih Sultan Mehmet’e öykünerek beyaz bir at üzerinde İstanbul sokaklarından geçip elçilik binasına geçiyor ama İstanbul basını Kemalistleri EŞKİYA diye anıyor. Süleyman Nazif, İşgal günlerini ”KARA BİR GÜN” başlığıyla yazdığı için hapse atılıyor, Malta’ya sürgün cezası alıyor. Aydınlarımzın!!! Kimi ABD mandasını kimi İtalyan mandasını savunuyor. Bir devletin –Osmanlı’nın Meclis-i Mebusan’ı bir İngiliz yüzbaşı tarafından basılıp kapatılıyor, vekiller Bekir ağa bölüğüne gönderiliyor. İngilizler Doğu Anadolu bölgemizde bir Ermenistan bir de Kürdistan vaadiyle ayaklanmalar örgütlüyor. Para ve silah dağıtıyor. Ermeniler, Adana’da Türkleri fırınlara doldurup yakıyor ama Türkler bizi öldürüyor diye Avrupa’yı ayağa kaldırıyor. Bunlar yetmemiş olacak ki İngiliz Muhibleri/sevenleri cemiyeti hâlâ İngilizlerden merhamet umuyor. Nemrut Mustafa Divanı suçlu suçsuz demeden vatanseverleri, işgali kınayanları hapse atıyor ama İstanbul basını Kemalistleri EŞKİYA diye anıyor. Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey, hiçbir suçunun olmadığını bilerek darağacına çıkıyor. Kendisini izleyenlere mertçe, cesaretle sesleniyor. Ali Kemal/Artin Kemaller için bütün bunlar yine de yeterli olmuyor. Şehzadebaşı’nda Karakol basılıyor suçsuz askerlerimiz Binbaşı Kemallettin Sami’nin yerini söylemedikleri için kurşuna diziliyor. Nemrut Mustafa, rüşvet karşılığı suçluları salıyor, Anzavur, Balıkesir’den Bandırma’ya her yeri haraca kesiyor, Rum çeteleri köyleri basıyor, insanları dağa kaldırıyor, haraç topluyor, keyfi katliamlar yapıyor, İstanbul Hükümeti mücadele eden komutanlar için İDAM kararı çıkarıyor ama İstanbul basını Kemalistleri EŞKİYA diye anıyor. Bekir ağa bölüğüne doldurulan işgal karşıtları Malta’ya sürülüyor, İşgal kuvvetleri komutanlığı bütün gazeteleri sansür ediyor, Çerkez Ethem çizgiden çıkmış Kuvvayı Seyyare genel komutanlığı peşine düşüyor, güvenlik, kanun, yasanın adı bile anılmıyor ama İstanbul Basını Kemalistleri EŞKİYA diye anıyor. Bir tarafta Hürriyet ve İtilafçılar ortalığı karıştırıyor, bir taraftan Prens Sabahattin’in ülkeyi kurtaracağı iddiası ortalıkta dolaşıyor, -ADEM-İ MERKEZİYETÇİLİK-federasyon yalanına çeyrek aydınları inandırıyor, Enver Paşacılar Enver paşanın dönüşünün hayalini kuruyor, yüzlerce yıldır seslerini çıkaramayan kadınlar mitingler düzenliyor ama İstanbul basını Kemalistleri EŞKİYA diye anıyor. Yakup Kadri VATAN YOLUNDA adlı eserinde, ülkemizin döndüğü uçurumu çok sade ve anlaşılır bir dille anlatmış. İstanbul’dan görünüm budur. İzmir’den görünümü merak edenler Samim Kocagöz’ün nefis romanı KALPAKLILAR’ı okuyabilirler. İzmir’de durum bundan farklı değil. Roman eşsiz bir girişle okuru sarıyor. Görsellik o derece güçlü ki okur film izlediği duygusuna kapılıyor. Turgut ÖZAKMAN’ın ŞU ÇILGIN TÜRKLER ise dönemin neredeyse her bölgesine ışık tutuyor ve unutturulmaya çalışılan, bütün dünyanın hayret ve ibretle izlediği emperyalizme karşı verilmiş kutsal Kurtuluş Savaşını okurun yeniden keşfetmesini sağlıyor. Bu dönem, yarı-aydınları tarafından resmi tarih yalanı diye küçümsenmeye çalışılmıştır. Ancak görkemini alçakgönüllü ama gururlu ayrıntılarını bu kitaplarda bulmamız için bizleri bekliyor. Son olarak Bilal ŞİMŞİR’in DOĞUNUN KAHRAMANI ATATÜRK kitabı, bizim çeyrek-aydınlarımızın bir türlü benimsemediği büyük mücadelenin diğer ülkeler tarafından nasıl izlendiğini aktarması yönüyle sanırım tek kaynaktır. Alman yüzbaşı Hans TRÖBST’ün anılarını yazdığı eser ise bir Alman’ın gözünden milli mücadeleye bakmamızı sağlıyor. Gezdiği her yerin doğasını, tarihini de anlattığı kitabı son derece öğretici ve lezzetlidir. Önerilir. İyi okumalar.
Vatan Yolunda
Vatan YolundaYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 2017191 okunma
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.