Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Şimdi sırası geldi, bugünün adıyla "demokratik uygulamalara, Osmanlı'dan birkaç örnek vereyim... Örneklerin ilki Yıldırım Bayezid döneminden (peşin hükümleri bertaraf etmek için de hemen belirteyim ki, bu hikâye, Osmanzade Taib'in "Hadikat-üs Selâtin" yani 'Osmanlı Sultanları' isimli eserinde anlatılıyor)... Şimdi kısa bir süre için 1300'lü yıllara gidiyoruz... Başkent Bursa: Osmanlı tahtında genç padişah Yıldırım Bayezid oturuyor... Molla Fenari merhum, tekmil Osmanlı Devleti'nin "Müftiil enam"ı, yani Yüksek Mahkeme Başkanı. Bir davada padişahın mahkemeye gelip şahitlik etmesi gerekiyor. Padişah geliyor. Şahitlik edeceğini söylüyor. Fakat Molla Fenari, şu gerekçeyle Yıldırım Bayezid'in şahitliğini "Terk-i cemaat reddediyor. İmparatorluk Türkçesiyle diyor ki: idüğün şuyu bulmağılen, şahadetün caiz değildür!" İmparatorluk Türkçesini, Cumhuriyet Türkçesine çe- virelim: "Namazlarını cemaatle kılmadığın söylendiğinden (belki kılmıyorsun kuşkusuyla ve kılmıyorsan reşit sayılmazsın içtihadıyla aksini ispatlayana kadar) şahitliğini kabul etmiyorum." Buna karşılık padişahın tavrı, okul kitaplarımızda, ya da yukarıda adını andığım kitapta iddia edildiği gibi, "Urun kellesini" tarzında değil, kusurunu gidermek için tedbir almak tarzındadır. Ne yapmış padişah? Gelin onu da aynı kaynaktan okuyalım: "Hünkâr, saray-ı hümayunları pişgahında bir camii şerif bina idüb evkaat-ı hamsede cemaate müdavemet buyurdular." Yani, Yıldırım padişah, sarayının bahçesinde bir cami yaptırmış (bugünkü Yıldırım Bayezid Camii) ve beş vakit namazını bu camide cemaatle kılmaya başlamış...
·
32 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.