Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

81 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
Hümanizm(!) +18
“Son günlerde Ermenilerin tarihî emellerini gerçekleştirmek için dünya kamuoyu­nu aldatmaya yönelik sözde Ermeni soykırımı iddialarını yoğun bir biçimde tekrar gündeme getirdikleri gözlemlenmektedir. Biz bu çalışmamızla tarihi süreç içerisinde Ermeni meselesinin ortaya çıkışını özlü bir şekilde bilimsel olarak özetlemeye ve bu konudaki görüşlerimizi aktaracağız.” Kitap bu sorun üzre düstur edinip belge ve kaynaklarla yazılmıştır. →Deli saçması kolektif değildir! ← Merhabalardan bir demet. Gelin baştan alalım. “Özellikle jeopolitik konumu nedeniyle Osmanlı Devleti'nin gelişmesini, ilerlemesini ve böl­gede güç sahibi olmasını istemeyen dış güçler Osmanlı Devleti'ni parçalamak istiyorlardı. Bu parçalanmayı gerçekleştirmenin en uygun yollarından biri de Osmanlı'da yaşayan azınlıklarla ilgilenmekti. İşte Ermeni sorunu böyle başladı. Dış güçlerin kışkırtmalarına kapılan Ermeniler, I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti'ne kar­şı ayaklandılar. Özellikle Anadolu'da yaşayan savunmasız Türk halkına yönelik insanlıkla bağ­daşmayacak yakma, yıkma, cinayet, talan ve katliamlara giriştiler. Elbette Türkler de meşru mü­dafaa haklarını kullandılar ve bu insanlık dışı saldırılara karşı koydular. Ancak büyük güçlerin desteğiyle Ermenilerin Türk halkına karşı saldırıları I. Dünya savaşı boyunca devam etti." Fransız ihtilalinin getirmiş olduğu milliyetçiliğin sesine kulak verip paçasını sıvadı Rum'u Arnavut'u Arap'ı... Rumlar, Sırplar, Arnavutlar ve diğerleri bağımsız oldu. Azınlık olan Ermeniler, “Hınçak ve Taşnak millî teşkilâtlarını kurarak terör ve propaganda yoluyla bağımsızlıklarını elde etmek istediler. Plânları kabaca şöyleydi: İmparatorlukta­ki Müslümanlara karşı savaşabilecek bir çoğunluktan yoksun olduklarından, önce Müslümanlarla Ermenileri birbirine düşürecekler, isyanlar çıkaracaklar ve böylece Av­rupa devletlerini silâhlı mücadeleye zorlayarak, onların müdahalesi ve yardımı ile de Doğu Anadolu'da bağımsız bir Ermeni devleti kuracaklardı. Bunun için de en önem­li metodları terördü. "...Terör halkın (Ermenilerin) korunmasının ve onların Hınçak programına güven duymasının bir metodu..." idi.¹ Böylece, Ermeniler sadece do­ğu vilâyetlerinde terör ve isyan hareketleri çıkarmakla kalmamışlar, başta İstanbul olmak üzere diğer büyük merkezlerde Rusya ve diğerdevletlerden sağladıkları silâh ve para yardımı ile isyan ve teröre başvurmuşlardır." TERÖR... Birinci Dünya Savaşı'nın başlarında Rusya'nın kucağına oturan Ermeniler, ayaklanma planlarına başladılar. "Savaş sırasında Osman­lı askeri olarak Müslümanlarla birlikte cephede Ruslara karşı savaşan az sayıda Erme­ni de olmuştur, ama Ermenilerin çoğunluğu cephede düşmanla birlikte Osmanlı as­kerlerine karşı savaşmış, cephe gerisinde olanlar da kadın, çocuk, yaşlı demeden Türk olan, Müslüman olan herkese karşı katliama girişmişler ve içinde yaşadıkları ülkeyi parçalayarak bağımsız bir devlet kurmak çabasına düşmüşlerdir." “O zaman OsmanlI İmparatorluğu'nun güçlü adamı Başkomutan Vekili Enver Paşa, Dahiliye Nazırı Talat,Paşaya gönderdiği 2 Mayıs 1915 tarihli gizli bir-telg­ rafta "Van gölü etrafında ve Van vilâyetinde isyan ve ihtilâl için bir ocak hâlinde olan Ermenilerin o bölgeden kaldırılarak isyan yuvasının dağıtılması fikrinde" olduğunu, Rusların 20 Nisan 1915'te kendi sınırları içinde bulunan Müslüman halkı cephelere sürdükleri gibi, buna "misillerne olarak ya merkum (söz konusu) Ermenileri ve ailele­rini Rusya hududuna sürmek yahut merkûm Ermenileri ve ailelerini Anadolu içlerin­ de muhtelif yerlere dağıtmak fikrinde" olduğunu ve bu iki yoldan birinin seçilmesini bildirir.² Fransız araştırmacı Georges de Maleville 1988 yılında Paris'te yayınladığı "1915 Ermeni Trajedisi" adlı kitapta Enver Paşanın bu telgrafını şöyle yorumluyor: #239859062 Göç ve Alınan Tedbirler Aslında askerî bölgedeki Ermenileri başka yerlere göç ettirme olayı, 'Tehcir Kanu­nun çıkmasından önce başladı. Enver Paşanın daha önce bildirilen 2 Mayıs tarih­li telgrafında belirtilen iki ihtimaiden birisi istişare sonucu seçildi. Dâhiliye Nezareti 23 Mayıs 1915'te Erzurum valisine şifreli bir mesaj gönderdi ve bu bölgedeki Ermenile­rin Urfa, Musul, Deirezzor'a doğru göç ettirilerek bölgenin tahliye edilmesini istedi.³ Aynı tarihte Van ve Bitlis valilerine gönderilen şifreli telgrafta da aynı direktif vardı.flB) Her iki telgrafta da "Ermenilerin mallarını ve canlarını korumak; yol boyun­ca ve konaklamaları esnasında kollamak, iaşe ve ikmallerini sağlamak valilere aittir"(I4) notu yer alıyordu. Dahiliye Nazırı Talat Paşa, bütün sorumluluğu üzerine ala­rak Van, Bitlis, Erzurum, Adana gibi yerlerdeki Ermenilerin askerî sebepler yüzünden, acilen tehcir ettirilmesi için daha kanun çıkmadan gereken emirleri vermiş ve aynı emri Ermenilerin iskân edileceği Musul, Urfa, Deirezzor valiliklerine de göndermişti.⁴ Osmanlı yöneticilerinin göç sırasında ne kadar titiz dav­randıklarını ve asıl düşüncelerinin ne olduğunu açıkça göstermektedir. 4'ncü Ordu Komutanı Cemal Paşa, 3 Temmuz 1915 tarihinde Başkomutan Vekili Enver Paşaya çok gizli ve kişiye özel olarak çektiği telgrafta "...4 ncü. Ordu mıntıkaları dâhilinde göç ettirilen Ermenilerin mal, can ve namuslarının tamamen muhafazasını temin için ta­rafımdan lâzım gelenlere en kat'î emirler verilmiştir. Diğer mıntıka ve vilâyetlerde de meseleye lüzumu kadar ehemmiyet verdirmek ve göç ettirilen Ermenilerin güvenlik­lerinin sağlanması ve her türlü tecavüzden korunmalarını temin için bilhassa tarafı devletinizden kesin ve şiddetli emirler verilmesini istirham eylerim ..."⁵ demektedir. Enver Paşada gereken emirleri hemen vermiştir. Erzurum'dan Başkomutanlık Vekâletine gelen şifreli bir telgraf bunu teyid ediyor: "Erzurum'dan Başkumandanlık Vekâletine mevrud şifre Dahile sevk edilmekte olan Ermenilerin hiçbir taraftan hakarete uğramalarına meydan verilmemesini ve malları ve eşyalarını muhafazaları daima emir ve tebliğ edil­mekte olduğu gibi, bu kez de tekrarlanarak lâzım gelenlere bildirilmiştir. 30/31 Temmuz 1915 "3'ncü Ordu Kumandanı"⁶ Göç edenlere 14-15 gün hazırlanma süresi, eşyalarını satma, kiralama izni verilmiş, taşıya­ bilecekleri eşyalarını yanlarında taşımalarına müsaade edilmiş, arabası olmayanlara ücretsiz kağnı arabaları temin edilmiş, erkekleri amele taburlarında olan ailelerin er­keklerine izin verilmiş ve ailelerine eşlik etmeleri sağlanmış, hasta ve kimsesiz olanla­rın oldukları yerlerde kalmalarına izin verilmiştir."⁷ Tehcir edilen ermenilere gösterilen hassasiyet elzemdir. Birilerinin gözüne soka soka bilerek, olduğu gibi aldım kitaptan. “Göç olayının başladığ sırada OsmanlI Devleti savaştadır. Dolayısıyla ordu savaş durumundadır. Ermenilerin yol emniyetlerinin sağlaması jamdarmaya bırakılmıştır ki onlar da sayıca yetersizdir. Bu yetersizlik sebebiyle göç sırasında Ermenilerin başına çok kötü saldırı olayları gelmiştir. Askerden kaçan kaçaklar ve doğuda bulunan çete­ler, dağlarda oluşturdukları eşkıya gruplarıyla göç ettirilen Ermeni kafilelerine saldıra­rak onların mal ve eşyalarını yağmalamış ve pek çoğunu katletmişlerdir. 16 Temmuz 1915 tarihli Menzil Müfettişi Fuat Ziya imzasıyla Erzurum'da 3 ncü Ordu Kumandan­lığına çekilen bir telgrafta "Ermeni kafilelerine tarruz edecek olan KÜRT eşkıyasının ta­kibi için Bayburt'tan çıkarılmış bir müfreze, Ermenilerin Kop dağını geçişleri sırasın­da 11 Temmuz 1915'te dört yandan taarruza başlayan Kürt eşkıya ile iki saat çarpış­ma sonunda müfrezeden hiçbir kayıp olmadığı ve Ermeni kafilelerin de kurtarıldı­ğı..." bildirilmektedir.⁸ “Tarih bilimi açısından bir soy kırımdan bahsetmek için mutlaka bir belgeye dayan­mak gerekir. Uydurma ve gerçeklerle ilgisi olmayan öldürülmüş insan rakamlarıyla "soy kırım" iddiasında bulunmak bilimsel değil, art niyetli siyasî bir yaklaşımdır." Kısacası oevlatlarının işidir bu. "77 yıl önce kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafâ Kemal Atatürk, ye­ ni kurulan devletin temel dış politikasını 'Yurtta sulh, cihanda sulh" olarak belirlemiş­ti. Her zaman da bu prensibe uygun davrandı. Anadoluda boğaz boğaza çarpıştığı Yunanlı Venizeloş ile dostluk kurdu ve birkaç yıl önce yaşananları gündeme getirerek dostluğu zedelemek istemedi. Türkiye Cumhuriyeti, Cumhuriyetin ilânından sonra, komşularıyla ve daha önce yaşanan olaylarla bir hesaplaşma, bir kin gütme, öç alma politikası izlemedi. Hem I. Dünya Savaşı'nda, hem de kurtuluş savaşında yaşananları geçmişte bıraktı. Onların ülkenin geleceğine taşınmasına ve toplumda yeni kin ve nefret duyguları beslenmesine fırsat vermedi. Ermeni meselesi de bu konulardan bîiriydi. Ancak Türkler susarken Ermeniler boş durmadılar. Özellikle 50 yıldır hep onlar olayları kendi yönlerinden anlattılar. Bazı avrupa ülkelerinde var olan ve kökü yine ta­rihe dayanan Türkler hakkındaki "kötü" önyargıyı da kullanarak dünya kamuoyunu tek taraflı olarak etkilediler. Yani dünya kamuoyu 50-60 yıldır neredeyse sadece Ermenileri dinledi, sadece onların yazdıklarını okudu. Ancak Türk Diplomatlarının haince şehit edilmeye başlanmaları üzerine Türkiye Cumhuriyeti de dünya kamuoyuna ger­çekleri açıklamaya başladı." Kısacası: “Kimseyi oturduğu yerde tehcir etmedik, mübadele etmedik. Vatanımızdan vatan istemeye kalktılar. Cedlerimizde lazım geleni yaptı, onları buradan çıkardı. Nokta, son. İlk akıl eden Enver, tehciri tatbik eden de Talât'tır ve İttihatçı kadroların tamamı. Bunların hepsinin ellerinden öpüyorum.” Vatan size minnettar. Hasretle, gururla yad ediyoruz. Şimdiiii... Gelelim ermenilerin TÜRKLERE yaptıkları katliama. ERMENİLERİN YAPTIKLARI KATLİAMA! ER-ME-Nİ-LE-RİN YAP-TIK-LA-RI KAT-Lİ-AM-A ! Kars'ta canlı olarak yakılmaktan kurtarılan Türk kadınlardan biri: i.hizliresim.com/sqekunj.jpg Ermeniler tarafından kafaları ve kolları kesilerek öldürülen Türkler: i.hizliresim.com/p3unh0u.jpg Ermenilerce başları kesilerek öldürülen iki Türk: i.hizliresim.com/aiayhha.jpg Ermenilerce katledilen Türk kadın ve çocukları: i.hizliresim.com/oy8bnqj.jpg Kars'ta ayakları başlarına bağlanarak Ermeniler tarafından hunharca katledilen Türkler: i.hizliresim.com/hv0uev3.jpg Ermenilerce karnında ve yüzünde ateş yakılmak suretiyle öldürülen bir Türk köylüsü: i.hizliresim.com/93i9yim.jpg 10 Şubat 1334 (1918) de Ermeniler tarafından kuyulara atılmış ve vücutlarının çeşitli yerleri balta ile parçalanmış şehitler: i.hizliresim.com/k69rimd.jpg Ermenilerce Hasankale'de öldürülen kadın ve çocuklar: i.hizliresim.com/2bfic0f.jpg Ermeniler tarafından şehit edilen ve 16 Şubat 1334 (1918) tarihinde Erzincan Vagavir Köyünde bir evin bahçesinde bulunan cesetler: i.hizliresim.com/fxotzol.jpg Ermenilerce karnında ateş yakılmak ve yüzleri kesilmek suretiyle öldürülen Türkler: i.hizliresim.com/geg4lrc.jpg Erzurum'da Türklerin içine doldurularak yakıldığı konak: i.hizliresim.com/ghu56pj.jpg Erzincan'da Ermeniler tarafından yıkılan, yok edilen evler: i.hizliresim.com/20p0e2y.jpg “ciğerleri çıkarılmış, gözlerine sivri kazıklar sokulmuştur...": #239894248 Subatan Köyünde Ermeniler tarafından 25 Nisan 1334 (1918) tarihinde şehit edilen Türk kadınları ve karınları yarılarak rahimlerinden çıkartılan bebekleri: i.hizliresim.com/d7yvobq.jpg Erzincan'da Ermeniler tarafından yıkılan, yok edilen evler: i.hizliresim.com/dl2ho5x.jpg Belge No: 2073 Askerî Tarih Belgeleri Dergisi sayı:85, s. 127. '"Ankara'dan Harbiye Nezaret-i Celilesine Gelen Şifreli Telgraf Suretidir. 15. Tümen Askeralma Başkanlığından alınan 3 Nisan 1916 tarihli şifreli telgrafta Akdağmadeni mıntıkasında ve Çat karakoluna 2 saat mesafede bulunan Kızılcaova'nın Devekayası dîye bilinen bölgede 300 ile 500 silâhlı ve silâhsız ve içlerinde bazıları­nın askerî üniformalar giymiş Ermeni çetelerinin mevcut bulunduğu ve boğazların­dan kesilmiş 3 müslüman cesedininde bulunduğu...Alb. Halil Sami" “... Çete efradı, alelekser (genellikle) İslam kıyafetinde dolaşıp, yalnız yakaladıkları kesanı katletmek, tarlalarda, mezarlarda çoluk çocuğa taarruz etmek ve ırz-ı namuslarını berbat etmek melanetlerinden geri durmamışlar­dır.” “Erzurum'daki kıtal (11) (soykırım) ve bilhassa Erzurum'a taarruzdan bir iki gün evvel bütün şiddet ve kuvvetini gösteriyor. Şimdiye kadar nefs-i Erzurum'da (merkezde) 2.127 İslam cesedi defn edilmiştir. Bunlar kamilen erkektir. Cesetler üzerinde balta, süngü, mermi yarası vardır. Bazı cesetlerin ciğerleri çıkarılmış, gözler­ine sivri kazıklar sokulmuştur. Şehrin muhtelif akşamında (kısımlarında) başkaca ecsada (cesetlere] tesadüf edilmektedir. Miktarı ayrıca peyderpey arz edilecektir.” “Bir akşam üç Ermeninin de bir. Türk kızına fiil-i şeni tasallut (alçakça te­cavüz) ettiklerini gördüm. Kızın feıyadr üzerine Ermeriilerden biri hamil ol­duğu (taşıdığı) bıçakla derhal kızı öldürdü.” HÜMANİZM ÖÖLE Mİ? HÜMANİZM! Sizin hümanizminiz bu mu be gelmişini geçmişini silktiklerim! .......şerefsizleri! .........oevlatları! .........elimde olsa hepinizi yok ederim! Zaman ayırıp okuyanlara teşekkür ederim. Ve ayrıca paylaşmanızı isterim. Kaynakça ¹ Louise Nalbandian; Armenian Revolutionary Movement, California University Press, 1963. s. 110. ² Genkur ATAŞE Arşivi; K. 44, D. 207, F . 2. Azmi Süslü; Ermeniler ve 1915 Tehcir Olayı, Van, 1990, s. I1Ö, Kamuran Gürün; Ermeni Dosyası, Ankara, 1983, s. 206. ³ Başbakanlık OsmanlI Arşivi (BOA), Dahiliye Vekaleti Şifre Kalemi; 53/93 ⁴ a.g.e.;s. 219. ⁵ Gnku r.ATAŞE Arşivi; K . 361 D. 1445, F . 3. ⁶ Gnkur. ATAŞE Arşivi; K. 361 . D. 1445. E 3-3. ⁷Johannes Lepsius; Deutschland Und Armenien 1914-1918, Postdam, 1919, s. 120-122. ⁸Gnkur. ATAŞE Arşivi; K. 2835, D. 127. E 1 -1 I.
1. Dünya Savaşı Sırasında Ermenilerin Türklere Yaptığı Katliam
1. Dünya Savaşı Sırasında Ermenilerin Türklere Yaptığı KatliamKolektif · Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları · 20006 okunma
··1 alıntı·
1.776 görüntüleme
Sümeyye okurunun profil resmi
Birçok yazar, Ermenilerle Türkler arasındaki iç savaşı dünyadan ilgisiz emsaller vererek aynılaştırmışlar. Lan ahlaksız, Almanların yaptığı soykırımla, Ermenilerle Türklerin I. cihan harbinde yaşadıklarının ne benzerliği var? Yaşananların birebir tanığı öz be öz dedemdir. 1990 senesinde 88 yaşında rahmetli oldu (büyük abisi Balkan harbinde, küçük abisi Filistin' de şehit olmuş). Ermenilerin, tecavüz, katliam dahil kime neler yaptığını isim isim anlatırdı. Öyle ki köyden birisi canını sıkarsa, onun anasını tehcirden önce filanca meşe ağacının altında Ermeniler s...ti, o Türk değil, diye hakaret ederdi. Ermeniler neler yaptı, buna mukabil ibre Türklerin lehine dönünce bizim Türklerin de neler yaptığını gayet tafsilatlı, hiçbir şey saklamadan anlatırdı. Anlatılanlar insan aklının alacağı şeyler değildi. Zaten kızına, karısına tecavüz edilip, oğlu öldürülen birisinden aklı selim davranış talep etmek edepsizliktir. 41 yaşındayım, anılan olaylardan yüz sene sonra bunlar benim başıma gelse, o toplumun üzerine atom bombası atarım a... koyayım. Anadolu'da bir iç savaş veya iç savaş denemesi yaşandı 100 sene önce. Dünyanın en çirkin kumarını oynamaya kalktı Ermeniler... tabi ki her pis kumar gibi bunun da çok pis bir neticesi oldu. Türk solundaki bu kompleks, kendi milli çıkarlarının yanında durma utangaçlığı, işte bunları marjinal konuma getiren bu ruh halidir. İnsanlar açlıkla sınanırken işçi partisinin ülkedeki çıkış gündemine bak arkadaş!
Ebru
Ebru
palavradan ibaretsiniz.
Varsayalımismail okurunun profil resmi
Kürtlere de değinecektim, olmazdı. Başka inceleme olacak artık ona özel.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.